Susadım Çeşmeye Varmaz Olaydım…

                               

     Söz, müzik ve seslendirmesi Ferdi Tayfur’a ait olan çeşme şarkısı 1975 yılında piyasaya çıkmışır. Arabesk şarkıların karakterstik özelliği olan bir karamsarlık, kötü talih. Isyan, pişmanlık havası bu eserde de kendini göstermektedir.

   Delikanlı bir yere giderken yolu bir köye düşmüştür. Susadığı için köy çeşmesine uğrar. Çeşme başında su doldurmak için bekleyen güzel kız , elinde ki tas ile bu yabancı delikanlıya su ikram eder. Delikanlı yola çıktığı andan başlayarak o gün yaptığı herşey için büyük pişmanlık duymaktadır… Şarkı böyle devam ediyor … Artık keşke aşaması çoktan geçilmiştir.

   Genel olarak dünyamız özel olarak memleketimiz böyle bir pişmanlığın eşiğinde. Keşke demeden önceki son kavşaktayız. “Hangi konuda bu iddianız?” diye soracak olursanız, bir çok alanda aynı durumda olsakta bu yazımda su konusuna değineceğim.

      Yaşamın devamı için en önemli unsur havadan sonra sudur. Su sınırlı bir kaynaktır. Bizim gibi yarı kurak iklim kuşağı ülkeler de,  kıymeti pek  bilinmeyen, bir kaç ay yağış düşmeyince insanların paniklemeye başladığı hazinedir su… Yağmur ve yağışlar tekrarlanınca bir kaç gün için de, o panik ve farkındalık durumu yerini bir boşvermişliğe, sıradanlığa bırakır. Su o kadar basite alınır ki bu durum atasözlerimize, deyimlere yansımıştır. “Sudan ucuz ” (Bedavaya yakın) “Havadan sudan konuşuyoruz.”(Önemsiz konular hakkında sohbet ediyoruz.) vb

     Memleketimiz de neredeyse her eve sürekli şekilde su ulaşmaktadır. Su kesintisi bir kaç saati buldu mu hemen tepkiler artar. Hele bir de sosyal yardım adı altında faturalarını vakıflara yüklemiş olanlar iki parça kıyafet için çamaşır makinası çalıştıran, bahçelerinde hortumu açık bırakıp seyreden vicdansız zihniyet var ki  Allah ıslah etsin, şerlerinden dünyayı korusun. Faturasını kendim ödüyorum diyerek temizlik titizlik maskesi altında suyu heba eden kimseler de israfın zirvesinde yer aldıklarını umarım geç olmadan farkederler.

       Kurak iklim bölgelerinde durum bambaşkadır. “ Afrika’da kadınlar ve çocuklar su kaynağına ulaşabilmek için günde ortama 6 kilometre  yol gidiyorlar. Onlar her gün evlerine su getirebilmek için bu yolculuğu yapmak zorundadırlar.” www.ideauniversal.org

        Yeryüzünün 3/4 'ünü su kaplamaktadır.  Büyük bir bölümü sularla kaplı olan dünyamızda tuzlu su oranı % 97,5 iken  ancak %2.5'i tatlı sudur. Bunun da %70'i buzullarda, toprakta, atmosferde, yeraltı sularında bulunur ve kullanılamaz durumdadır.

 

    “ Dünyadaki su kaynakları ve kullanım alanları oransal olarak çeşitlenebilmektedir. Kullanım suyunun oransal olarak dağılımına baktığımızda %69 tarım amaçlı, %19 endüstriyel ve %12 ev tüketimi oranlarıyla karşılaşılmaktadır. Şişelenmiş sular dâhil olmak üzere içecek ve gıda sektöründe tatlı su payı %1’in bile altındadır. %69 tarım amaçlı kullanılan suyun da büyük bir kısmı bilinçsiz kullanımdan ötürü verimliliğini kaybetmektedir.” www.artemisaritim.com

      Bahçeden bahçeye “ Alooo su yollara taşmış ya ” diye seslenen komşuya “ Daşsın varsın daşsın varsın “ diye geri ses veren insanların bulunduğu bu zamanda su krizi, su savaşları, kuraklık pekte uzakta sayılmaz … Dünya gündeminde üst sıralarda yer alan bu konu ile ilgili olarak ülkemiz de  cılız kalsa da çalışmalar yapılmaktadır. Bir sonra ki yazımda bu konu hakkında  yerel ve kişisel olarak bizler neler yapabiirz onlara değinmeyi düşünüyorum.

              Soruyorlar “ Bu neyin çabası ?”

              Benimkisi bir memleket sevdası…

               Nilüfer Kaya Özpolat