PARTİ İÇİ DEMOKRASİ OLSAYDI KARGAŞA OLMAZDI
Halkımızın iradesinin mecliste temsili ve tanıdığı, bildiği birisini seçerek meclise göndermesi için parti içi demokrasi çok önemliydi.
Bütün partiler maalesef yıllardır söz vermesine rağmen ön seçimde bir türlü istenilen noktaya gelinemedi.
Geçtiğimiz seçimlerde takıl tokmak bazı bölgelerde ön seçim yapılırdı. Yapılan temayül yoklamalarından çıkan sonular değerlendirildi.
Bu seçimlerde maalesef ne ön seçim oldu nede temayül yoklamaları dikkate alındı.
Gerek Cumhur İttifakında gerek Millet İttifakında milletvekili aday listelerine bakınca ilk iki üç sıra bildiğimiz kurmay adaylardan oluşuyor.
Seçilebilecek yerden geriye kalan listelerde ise halkın istediğinin gözetilmediği çok açık ve net.
Bu nedenle şu anda birçok ilde ve bölgede milletvekili aday listesi rahatsızlığı konuşuluyor.
En çok konuşulan da CHP listesinden Deva Partili milletvekili adayı Ankara Çankaya bölgesinden eski Adalet Bakanı Sadullah Ergin, İyi Parti Milletvekili adayı Bolu'dan İYİ Partiden İdris Naim Şahin, Ak Parti'den Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın Şanlıurfa'dan, Maliye Bakanı Nureddin Nebati'nin Mersin'den ilk sıradan yer alması ve CHP'nin listesinden giren Deva, Saadet, Gelecek Partisine listede fazla yer verilmesi, tabi birde bizim Seydişehir'de Ak Parti'den aday adayı olanların ilk 15'e girememesi…
Eski seçimlerde göstermelik de olsa az da olsa bir parti içi demokrasi işleyişi vardı.
Bu seçimlerde tamamen yok oldu!
Oysa aday belirlemede partililere ve halka sorusaydı hiçbir partide liste sıkıntısı olmazdı.