GÜNEŞ

Seydişehir de 494 Nikah, 494 Yastık

Röportaj 07.01.2022 - 11:47, Güncelleme: 07.01.2022 - 11:47
 

Seydişehir de 494 Nikah, 494 Yastık

Nilüfer Kaya Özpolat'ın Köşe Yazısı

   Bizim kuşak hatırlar. Sonraki nesiller duymuş olabilirler ama sanırım gören pek yoktur. Neyi mi ? Yastık , gelin yastığı . Uzunluğu bir metre kadar eni standart, uyku yastıkları vardı. İki ucuna nakışlar işlerdik.  “ Bir yastıkta kocayın.” deyimi/ duası bu yastıktan gelirdi sanırım. Zaman içinde bu yastıkların yanına yaklaşık 50cm uzunluğunda, tek tarafı nakışlı olan “küstüm” yastıkları eklendi. Komşumuz eşler küsünce yastıkları ayrılır, bu yastığın ismi o yüzden böyle demişti. Zaman içinde gelin yastıklarını çeyizlerde göremez olduk. Küstümler halen var ama ismi “ bir çift yastık ” olarak kaldı.      Yerel basında, 2021 yılında Seydişehir Belediye Başkanlığı tarafından 494 nikah kıyıldığı haberleri yer aldı. Hayırlı olsun dedik, bir yastıkta kocayın diyemedik. Yastıklarımız bir değil artık. Hemde daha küsmedem ayrılmıştı.  Bu mutlu haberlerin yanında neredeyse rakamları başa baş giden boşanma haberleri de var. Bu hızlı çözülmenin sebepleri mutlaka araştırılıyor. Ama çözümler yetersiz olsa gerek ki, boşanmalar hızla devam ediyor.     2020 Tuik verilerine göre Türkiye genelinde boşanma oranları , evliliğin ilk 5 Yılında yüzde 35 olarak hesaplandı. Kesinleşen boşanma davaları sonucunda 2020 yılında 135 bin 22 çift boşanırken 124 bin 742 çocuk velayete verildi ve boşanmalar, evliliğin ilk 5 yılında, yaklaşık yüzde 35 oranında gerçekleşti. (www.tuik.gov.tr).    Boşanmadan sonra eşler bir şekilde hayatlarına devam ederken , en büyük faturayı çocuklarımız ödüyor. Çocukların sürekli şiddetin,  mutsuzluğun, sevgisizliğin olduğu bir ortamda büyümelerindense boşanmak efdal olabilir. Fakat son çare olarak düşünülmeli.  Aile görüşmelerinde dikkatimi çeken en önemli noktalardan biri , çiftlerin evlilik beklentileri ve tanımları ne kadar belirsiz veya birbirlerinden farklıysa problemler o kadar derin, çözüm üretmekte  bir o kadar zor oluyor. Evlenmeyi düşünen ya da nişanlılık aşamasında gençlerden ricam ;  “ Evlilik sizin için ne demek?”, “ Beklentileriniz neler? ”, “ Bir evlilikte mutlaka olmalı dediğiniz noktalar var mı?”  ilk tanışma ve görüşme aşamasında karşınızda ki adaylarla bunları mutlaka konuşunuz. Hangi ortak noktalarda buluşuyorsunuz? Ayrıştığınız konular tolere edilebilecek cinsten mi?   Nişanlılık aşaması çiftlerin birbirini tanımaları için  bir süreçtir. Fakat   alışveriş, kutlama, eğlence vs derken  bireylerin birbirlerini tanımalarından çok tribünlere oynanan show’ a döndü. Bu süreçte dürüstçe kendisini ifade edebilirlerse ileride çıkacak pürüzler daha kolay aşılabilecektir. Aslında şu şu konular hakkında rahatsızım ama evlenince değişir, ben onu değiştiririm diyorsanız, üzgünüm, karşınızdaki de sizi değiştirmeyi düşünüyor olabilir. Konu insan olunca, değişim öyle bir başkası istediği için olamaz. Kişi kendisi isterse değişip, dönüşebilir. İlk 5 yıl içinde ki boşanma oranının yüksekliğinin sebeplerinden biri bu olsa gerek.         Ehliyet alabilmek için nasıl kurslara katılıyorsak, evlilik kurslarına da katılmalıyız. Evlilik okulu çalışması yapan belediye veya kurumlar gayet verimli sonuçlar aldıklarını açıklıyorlar. Ooo eskiler 50- 60 yıl evli kalmış değil evlilik okulu, normal okul bile görmeyenleri var diyorsanız ne biz eski insanlarız, ne de zaman …   Sevgili anneler babalar evlatlarımızın mürüvvetini görmeyi istemek en doğal hakkımızdır. Fakat izdivaç muhabbet üzerine kurulmalıdır. “ İşi şu olsun, maaşı bu kadar olmalı, evi arabası olsun, yazlıklılar tercihimizdir.” Sizin gönlünüzde bir başka aslan yatsa da nihayetinde hayat her bireyin kendi hayatıdır. Kurulan şirket ortaklığı değil, hayat ortaklığıdır. Elbette aile büyüğü olarak fikirlerimizi , gördüğümüz sorunları paylaşacağız. Ama son karar onların olmalıdır.   Şatavatlı düğünler, lüks eşyalar, “bizim ne eksiğimiz var deyip borç altına girilerek yapılan harcamalar “ hiçbiri “huzur, sevgi, saygı ve mutluluk” için yeterli değil. Önceliklerimizi iyi belirleyelim. Gerekirse uzman desteği alalım. Evet demeden önce bu konular iyice netleştirilmelidir. Yoksa Yahya Kemal Beyatlı’ nın sözlerini yazdığı, bestesi Münir Nurettin Selçuk’a ait olan  “ Dönülmez akşamın ufkundayız vakit çok geç” şarkısıyla  daha nice kuşaklar  efkarlanır.
Nilüfer Kaya Özpolat'ın Köşe Yazısı

   Bizim kuşak hatırlar. Sonraki nesiller duymuş olabilirler ama sanırım gören pek yoktur. Neyi mi ? Yastık , gelin yastığı . Uzunluğu bir metre kadar eni standart, uyku yastıkları vardı. İki ucuna nakışlar işlerdik.  “ Bir yastıkta kocayın.” deyimi/ duası bu yastıktan gelirdi sanırım. Zaman içinde bu yastıkların yanına yaklaşık 50cm uzunluğunda, tek tarafı nakışlı olan “küstüm” yastıkları eklendi. Komşumuz eşler küsünce yastıkları ayrılır, bu yastığın ismi o yüzden böyle demişti. Zaman içinde gelin yastıklarını çeyizlerde göremez olduk. Küstümler halen var ama ismi “ bir çift yastık ” olarak kaldı.

     Yerel basında, 2021 yılında Seydişehir Belediye Başkanlığı tarafından 494 nikah kıyıldığı haberleri yer aldı. Hayırlı olsun dedik, bir yastıkta kocayın diyemedik. Yastıklarımız bir değil artık. Hemde daha küsmedem ayrılmıştı.  Bu mutlu haberlerin yanında neredeyse rakamları başa baş giden boşanma haberleri de var. Bu hızlı çözülmenin sebepleri mutlaka araştırılıyor. Ama çözümler yetersiz olsa gerek ki, boşanmalar hızla devam ediyor.

    2020 Tuik verilerine göre Türkiye genelinde boşanma oranları , evliliğin ilk 5 Yılında yüzde 35 olarak hesaplandı. Kesinleşen boşanma davaları sonucunda 2020 yılında 135 bin 22 çift boşanırken 124 bin 742 çocuk velayete verildi ve boşanmalar, evliliğin ilk 5 yılında, yaklaşık yüzde 35 oranında gerçekleşti. (www.tuik.gov.tr).

   Boşanmadan sonra eşler bir şekilde hayatlarına devam ederken , en büyük faturayı çocuklarımız ödüyor. Çocukların sürekli şiddetin,  mutsuzluğun, sevgisizliğin olduğu bir ortamda büyümelerindense boşanmak efdal olabilir. Fakat son çare olarak düşünülmeli.  Aile görüşmelerinde dikkatimi çeken en önemli noktalardan biri , çiftlerin evlilik beklentileri ve tanımları ne kadar belirsiz veya birbirlerinden farklıysa problemler o kadar derin, çözüm üretmekte  bir o kadar zor oluyor. Evlenmeyi düşünen ya da nişanlılık aşamasında gençlerden ricam ;  “ Evlilik sizin için ne demek?”, “ Beklentileriniz neler? ”, “ Bir evlilikte mutlaka olmalı dediğiniz noktalar var mı?”  ilk tanışma ve görüşme aşamasında karşınızda ki adaylarla bunları mutlaka konuşunuz. Hangi ortak noktalarda buluşuyorsunuz? Ayrıştığınız konular tolere edilebilecek cinsten mi?

  Nişanlılık aşaması çiftlerin birbirini tanımaları için  bir süreçtir. Fakat   alışveriş, kutlama, eğlence vs derken  bireylerin birbirlerini tanımalarından çok tribünlere oynanan show’ a döndü. Bu süreçte dürüstçe kendisini ifade edebilirlerse ileride çıkacak pürüzler daha kolay aşılabilecektir. Aslında şu şu konular hakkında rahatsızım ama evlenince değişir, ben onu değiştiririm diyorsanız, üzgünüm, karşınızdaki de sizi değiştirmeyi düşünüyor olabilir. Konu insan olunca, değişim öyle bir başkası istediği için olamaz. Kişi kendisi isterse değişip, dönüşebilir. İlk 5 yıl içinde ki boşanma oranının yüksekliğinin sebeplerinden biri bu olsa gerek.  

      Ehliyet alabilmek için nasıl kurslara katılıyorsak, evlilik kurslarına da katılmalıyız. Evlilik okulu çalışması yapan belediye veya kurumlar gayet verimli sonuçlar aldıklarını açıklıyorlar. Ooo eskiler 50- 60 yıl evli kalmış değil evlilik okulu, normal okul bile görmeyenleri var diyorsanız ne biz eski insanlarız, ne de zaman …

  Sevgili anneler babalar evlatlarımızın mürüvvetini görmeyi istemek en doğal hakkımızdır. Fakat izdivaç muhabbet üzerine kurulmalıdır. “ İşi şu olsun, maaşı bu kadar olmalı, evi arabası olsun, yazlıklılar tercihimizdir.” Sizin gönlünüzde bir başka aslan yatsa da nihayetinde hayat her bireyin kendi hayatıdır. Kurulan şirket ortaklığı değil, hayat ortaklığıdır. Elbette aile büyüğü olarak fikirlerimizi , gördüğümüz sorunları paylaşacağız. Ama son karar onların olmalıdır.

  Şatavatlı düğünler, lüks eşyalar, “bizim ne eksiğimiz var deyip borç altına girilerek yapılan harcamalar “ hiçbiri “huzur, sevgi, saygı ve mutluluk” için yeterli değil. Önceliklerimizi iyi belirleyelim. Gerekirse uzman desteği alalım. Evet demeden önce bu konular iyice netleştirilmelidir. Yoksa Yahya Kemal Beyatlı’ nın sözlerini yazdığı, bestesi Münir Nurettin Selçuk’a ait olan  “ Dönülmez akşamın ufkundayız vakit çok geç” şarkısıyla  daha nice kuşaklar  efkarlanır.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve toroslargazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.