GÜNEŞ

KONYA OVASI SULAMA PROJESİ VE II. ABDÜLHAMİD HAN – 2

Röportaj (STG) - SEYDİŞEHİR TOROSLAR GAZETESİ | 19.06.2023 - 23:33, Güncelleme: 19.06.2023 - 23:33
 

KONYA OVASI SULAMA PROJESİ VE II. ABDÜLHAMİD HAN – 2

Muhammed Kemal ERDEM araştırması...

  Merhabalar değerli tarih dostları. Yazımızın ilk bölümünde, aslında fikir aşaması çok daha eskilere dayanan fakat yapımına ancak 1907 yılında 2. Abdülhamid dönemine başlanan, Konya Ovası Sulama Projesi ve Abdülhamid Han’ın proje sözleşmesine koydurmuş olduğu özel maddelerden bahsetmiştik. Abdülhamid Han’ın sözleşmeye koydurmuş olduğu özel maddelerden bir tanesi, projenin inşaat aşamasında çalışanların yerli halktan seçilmesi idi. Maalesef Alman “Anadolu - Osmanlı Demiryolu Şirketi” bu şartı inşa başlar başlamaz ihlal ederek yabancı uyruklu 181 kişiyi Konya’ya getirmiştir. Projenin inşa süresi boyunca Sivas, Ankara, Elazığ ve Erzurum vilayetlerinden toplam 587 Ermeni, 54 Rum amele Konya’ya gelerek projede çalışmış, buna karşılık yerli halktan 301 Müslüman amele çalışmıştır. Proje nedeni ile bölgede artan gayrimüslim nüfusu nedeni ile oluşabilecek güvenlik sorunlarına karşı dönemin Konya Valisi Cevat Bey, Beyşehir- Seydişehir kazalarında görevlendirilmek üzere 20 polis ve hafiye için bütçe ayrılmasını talep etmiştir. Fakat o dönem Maliye Nezareti’nin durumu müsait olmadığı için bu istek reddedilmiştir. Ayrıca projenin inşa süresince şirketin yeterli tedbir almaması nedeni ile birçok taşkın meydana gelmişti. Özellikle 1911 yılı baharında Beyşehir Gölü sularının düzenli tahliye edilmemesi nedeni ile oluşan taşkın sonucu Beyşehir, Seydişehir, Bozkır kazaları dahilinde toplam 30 köy sular altında kalmış, birçok ev ve tarım arazisi kullanılmaz hale gelmişti. Daha önce bahsettiğimiz, Abdülhamid Han’ın koydurduğu üç maddeden bir diğeri olan, projenin inşa aşaması bitince tesisin devlet tarafından işletileceği maddesi de maalesef işlerlik kazanamamıştır. Devletin böyle bir projeyi işletebilecek yetişmiş elemana sahip olmayışı ve tecrübesizlik nedeni ile tesisin işletmesi ilk beş yıl boyunca Alman şirketine verilmiştir. Fakat Alman şirketi, tesisi işletme konusunda yeterli amele bulamadığını öne sürerek sözleşmenin feshini istemiştir. Nitekim karşılıklı anlaşılarak 15 Mayıs 1918 tarihinde sözleşme fesih edilmiştir. Bu tarihten sonra tesisin idaresini Osmanlı Devleti devralmış fakat Dünya Savaşı’nın çıkması nedeni ile tesisin işletmesi akim kalmıştır. Savaş sonrası Cumhuriyetin ilk yıllarında kanalların bakımsızlık yüzünden kum dolduğu tespit edilmiş ve 1930 yılında kanallar temizlenmiştir. Projenin başlangıç aşamasında Suğla Gölü’nün tamamen kurutularak 80 bin dönüm arazinin tarıma kazandırılması hedeflenmişti. Fakat proje aşamasında yaşanan taşkın felaketleri nedeni ile 20 bin dönüm arazi kurutulmuş, daha fazlasının kurutulması halinde, arazinin her zaman baskın tehlikesi altında kalacağı düşünülerek gölün kalan kısımlarının kurutulmasından vazgeçilmiştir. Projenin inşa aşamaları bir bütün olarak incelendiği zaman, projeyi inşa eden Alman “Anadolu - Osmanlı Demiryolu Şirketi’nin sözleşmede bulunan bir çok şartı yerine getirmediğini görmek mümkündür. Bu duruma Osmanlı Hükümeti ve yerel yöneticiler her ne kadar itiraz etse de maalesef şirket türlü bahaneler ile her zaman haklı çıkmayı başarmıştır. Örneğin kanalın geçtiği bölgelerde istimlak edilen arazinin bedeli köylüye geç ödendiği için köylüler çoğu zaman inşa sahasını basmış şirket bu yüzden aylarca çalışmaya ara vermişti. Şirketi yeniden çalışmaya ikna etmek ve köylünün verdiği zararın bedelini şirkete ödemek yine Osmanlı Hükümeti’ne düşmüştü.   Abdülhamid Han’a gelince, maalesef projeyi tasdik ettikten tam bir yıl sonra tahtan indirilmiş ve Selanik’te zorunlu ikamete tabi tutulmuştur. Maalesef bu yüzden sözleşmeye koydurmuş olduğu özel maddeleri takip ve denetleme şansı olmamıştır. Bugun geldiğimiz noktada ise Mavi Akım Projesi ile Konya Ovası’nın büyük bölümü suya kavuşmuş ve 2. Abdülhamid döneminde temelleri atılan bu proje tamamlanabilmiştir.   Yeni bir konuda, yeniden görüşmek dileğiyle…   Muhammed Kemal ERDEM m_k_erdem@hotmail.com  İnstagram/ Twitter : eski_seydisehir & eski_konya   Kaynaklar; Oktay Kızılkaya – Tolga Akay; II. Abdülhamid’in Tarımsal Kalkınma Hamlesi, Akademisyen Kitabevi, 2018 Ömer Faruk Yılmaz; Osmanlı’nın Konya Ovası Sulama Projesi, Çamlıca Basın Yayın, 2010 Emrah Yılmaz; Demiryolları ve Tarımsal Gelişme; Konya Ovası Sulama Projesi Örneği, 2016 Yedi Kıta Dergisi;  Osmanlı’nın Konya Ovası Sulama Projesi, Sayı 22, Haziran 2010 Berna Korucu- Hüseyin Muşmal ; Beyşehir Gölü ve Adalarında Hayat, Palet Yayınları, 2014
Muhammed Kemal ERDEM araştırması...

 

Merhabalar değerli tarih dostları.

Yazımızın ilk bölümünde, aslında fikir aşaması çok daha eskilere dayanan fakat yapımına ancak 1907 yılında 2. Abdülhamid dönemine başlanan, Konya Ovası Sulama Projesi ve Abdülhamid Han’ın proje sözleşmesine koydurmuş olduğu özel maddelerden bahsetmiştik.

Abdülhamid Han’ın sözleşmeye koydurmuş olduğu özel maddelerden bir tanesi, projenin inşaat aşamasında çalışanların yerli halktan seçilmesi idi. Maalesef Alman “Anadolu - Osmanlı Demiryolu Şirketi” bu şartı inşa başlar başlamaz ihlal ederek yabancı uyruklu 181 kişiyi Konya’ya getirmiştir. Projenin inşa süresi boyunca Sivas, Ankara, Elazığ ve Erzurum vilayetlerinden toplam 587 Ermeni, 54 Rum amele Konya’ya gelerek projede çalışmış, buna karşılık yerli halktan 301 Müslüman amele çalışmıştır.

Proje nedeni ile bölgede artan gayrimüslim nüfusu nedeni ile oluşabilecek güvenlik sorunlarına karşı dönemin Konya Valisi Cevat Bey, Beyşehir- Seydişehir kazalarında görevlendirilmek üzere 20 polis ve hafiye için bütçe ayrılmasını talep etmiştir. Fakat o dönem Maliye Nezareti’nin durumu müsait olmadığı için bu istek reddedilmiştir.

Ayrıca projenin inşa süresince şirketin yeterli tedbir almaması nedeni ile birçok taşkın meydana gelmişti. Özellikle 1911 yılı baharında Beyşehir Gölü sularının düzenli tahliye edilmemesi nedeni ile oluşan taşkın sonucu Beyşehir, Seydişehir, Bozkır kazaları dahilinde toplam 30 köy sular altında kalmış, birçok ev ve tarım arazisi kullanılmaz hale gelmişti.

Daha önce bahsettiğimiz, Abdülhamid Han’ın koydurduğu üç maddeden bir diğeri olan, projenin inşa aşaması bitince tesisin devlet tarafından işletileceği maddesi de maalesef işlerlik kazanamamıştır. Devletin böyle bir projeyi işletebilecek yetişmiş elemana sahip olmayışı ve tecrübesizlik nedeni ile tesisin işletmesi ilk beş yıl boyunca Alman şirketine verilmiştir. Fakat Alman şirketi, tesisi işletme konusunda yeterli amele bulamadığını öne sürerek sözleşmenin feshini istemiştir. Nitekim karşılıklı anlaşılarak 15 Mayıs 1918 tarihinde sözleşme fesih edilmiştir. Bu tarihten sonra tesisin idaresini Osmanlı Devleti devralmış fakat Dünya Savaşı’nın çıkması nedeni ile tesisin işletmesi akim kalmıştır. Savaş sonrası Cumhuriyetin ilk yıllarında kanalların bakımsızlık yüzünden kum dolduğu tespit edilmiş ve 1930 yılında kanallar temizlenmiştir.

Projenin başlangıç aşamasında Suğla Gölü’nün tamamen kurutularak 80 bin dönüm arazinin tarıma kazandırılması hedeflenmişti. Fakat proje aşamasında yaşanan taşkın felaketleri nedeni ile 20 bin dönüm arazi kurutulmuş, daha fazlasının kurutulması halinde, arazinin her zaman baskın tehlikesi altında kalacağı düşünülerek gölün kalan kısımlarının kurutulmasından vazgeçilmiştir.

Projenin inşa aşamaları bir bütün olarak incelendiği zaman, projeyi inşa eden Alman “Anadolu - Osmanlı Demiryolu Şirketi’nin sözleşmede bulunan bir çok şartı yerine getirmediğini görmek mümkündür. Bu duruma Osmanlı Hükümeti ve yerel yöneticiler her ne kadar itiraz etse de maalesef şirket türlü bahaneler ile her zaman haklı çıkmayı başarmıştır. Örneğin kanalın geçtiği bölgelerde istimlak edilen arazinin bedeli köylüye geç ödendiği için köylüler çoğu zaman inşa sahasını basmış şirket bu yüzden aylarca çalışmaya ara vermişti. Şirketi yeniden çalışmaya ikna etmek ve köylünün verdiği zararın bedelini şirkete ödemek yine Osmanlı Hükümeti’ne düşmüştü.

 

Abdülhamid Han’a gelince, maalesef projeyi tasdik ettikten tam bir yıl sonra tahtan indirilmiş ve Selanik’te zorunlu ikamete tabi tutulmuştur. Maalesef bu yüzden sözleşmeye koydurmuş olduğu özel maddeleri takip ve denetleme şansı olmamıştır. Bugun geldiğimiz noktada ise Mavi Akım Projesi ile Konya Ovası’nın büyük bölümü suya kavuşmuş ve 2. Abdülhamid döneminde temelleri atılan bu proje tamamlanabilmiştir.

 

Yeni bir konuda, yeniden görüşmek dileğiyle…

 

Muhammed Kemal ERDEM

m_k_erdem@hotmail.com

 İnstagram/ Twitter : eski_seydisehir & eski_konya

 

Kaynaklar;

Oktay Kızılkaya – Tolga Akay; II. Abdülhamid’in Tarımsal Kalkınma Hamlesi, Akademisyen Kitabevi, 2018

Ömer Faruk Yılmaz; Osmanlı’nın Konya Ovası Sulama Projesi, Çamlıca Basın Yayın, 2010

Emrah Yılmaz; Demiryolları ve Tarımsal Gelişme; Konya Ovası Sulama Projesi Örneği, 2016

Yedi Kıta Dergisi;  Osmanlı’nın Konya Ovası Sulama Projesi, Sayı 22, Haziran 2010

Berna Korucu- Hüseyin Muşmal ; Beyşehir Gölü ve Adalarında Hayat, Palet Yayınları, 2014

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve toroslargazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.