BU YAZININ ÖNÜNÜ İNSANLAR, SONUNU BİRKAÇ ÇAKAL OKUSUN…

Güncel (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 23.05.2018 - 09:44, Güncelleme: 23.05.2018 - 09:44
 

BU YAZININ ÖNÜNÜ İNSANLAR, SONUNU BİRKAÇ ÇAKAL OKUSUN…

Hakkı Balcı Köşe Yazısı

Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Ali Saylam’ın ısrarı ile 12 yıldır anılan Mahmut Esad Seydişehr-î, Tapu Kadastro Genel Müdürlüğünün en üst düzeyde sorumluluk alması ile ulusal bir nitelik kazandı… Programa katkı sağlayan Seydişehir Kaymakamı Aydın Erdoğan,  Belediye Başkanı Mehmet Tutal ve Tapu kadastro Genel Müdürü Zeki Adlı’ya teşekkür ederiz…Bu programın nitelikli bir şekilde yapılmasına vesile olan Orman ve Su İşleri Bakan Yardımcısı Sayın Harun Tüfekci'ye haseten teşekkür ederim. Bu vesile ile Mahmut Esat Efendi ile ilgili yaptığım araştırmalar sırasında Mehmet Akif Ersoy’un desteklediği Sebilürreşad dergisinin 16 Ocak 1914 tarih 11.cilt 279. Sayı,  289. Sayfasın da gördüğüm bir makalesi dikkatimi çekti…  Uzlaştırıcı  bir düşünür olarak tesettür tartışmalarının taraflarını “Tesettürü Nisvan (Kadınların örtünmesi) konusunda son söz” başlıklı  makalesi ile bu tartışmalara son vermeye çağırmıştır… Özetle ;"lakin biz acayip adamlarız esası bırakıp şekilde uğraşır dururuz... Bu ise havanda su dövmek benzer.  Zamanında halledilmesi gereken mesele kadınların talim ve terbiyesidir.  İşte Allah ve Resul'ünün emrettiği budur... Rusya'nın ufa bölgesinde gördüğüm kadarıyla Şimal Türklerinin tahsil çağına gelmiş kızlarının içinde yeni metotlara göre tahsil görmeyen kız yok... Ey 5 seneden beri kadınların örtüsü ile uğraşan yazarlar, sizin İstanbul'un uz da kadınlar şöyle dursun erkeklerin içinde okur-yazar kaç kişiniz vardır? Kadınlarınızı Atina'da tahsil görmüş ne idüğü belirsiz bir takım Doktor bozuntularının tahripkâr ellerine teslim ediyorsunuz… Onları tedavi edecek bir Müslüman tabibe,(bayan doktor) yetiştirdiniz mi?  Böylesi önemli meseleler dururken şekle ait meselelerin etrafında dolaşıp duruyorsunuz… Bu tartışmaların taraflar arasına düşmanlık ve husumet sokmaktan başka bir faydası yoktur…  Artık bu meseleden vazgeçiniz… Kadınlara hürriyet istemeniz Avrupa'yı çok iyi bilip kendi hukukumuzu bilmeyişinizden kaynaklanmaktadır... Biz kadınlarımıza İslam hukukunun bahşettiği hukuku temin edelim… Bundan fazlasına ihtiyaç yoktur. Ona Avrupalı kadınlar gıpta eder. Şaşarım erkekleri bile hür olmayan memlekette kadınlara hürriyet vermekten bahsolunuyor.  Siz meşrutiyet ile hürriyet'in geldiğini inanıyorsunuz… Asıl hürriyet, cehalet ve taassubun istibdadını kaldırmak ve yok etmekle hasıl olur... Cahil bir kavme siz istediğiniz kadar hürriyet veriniz, o yine şiddetli bir Esaret zinciri altında inlemektedir… Siz erkek ve kadın herkesi Allah'ın emri ve Resul'ün sünneti üzere talim ve terbiye ediniz… Siz insanlara Hürriyet esasına dayanan İslam hükümlerinden daha fazla haklar bahşedemezsiniz… Biliniz ki bir hakkın meriyet derecesi bilinmeklikle mütenasiptir... Bilinmeyen bir hak mevcut da değildir. Siz yalnız kadınları değil erkekleri de hürriyet vermek ister misiniz onları hak ve vazifeleri ne anlatınız Yoksa her türlü mesaimiz akamete mahkûmdur…”  şeklinde bir değerlendirme yaparak taraflara telifçi bir usulle uyarmıştır… Tanıma lütfünde bulunmadığımız Mahmut Esat işte budur… Öte yandan; Dünkü törenlerde 30 eseri olan, milletvekilliği, bakanlık gibi önemli görevlerde bulunan Mahmut Esad Efendi’nin ailesine ölümünden 11 yıl sonra naçar kaldığı gerekçesi ile 300 kuruş bağlandığını sinevizyon görüntüsü ile anlattım… Üstat Mehmet Akif’e yapılan vefasızlığa maruz bırakılmayıp, ölümünden 11 yıl sonra ailesine sahip çıkıldığını anlattım… Ama gelgelelim arkamdan ahkam kesen bir şerefsizin bu meseleyi ‘şov’ olarak nitelemesini, çizgimden çıkarak sinkafla yazmak isterdim… ‘O’ namussuz, ey ümmi, yüreğin varsa, biraz izzetinefis, biraz namus sahibiysen, biraz haysiyetin varsa; gel bana söyle… Senin haset pisliği içini dışına getirip siretini suretine dökeyim… Hülasası; Mahmut Esat Seydişehr-i’nin bir asrı aşkın süre öncesinde bu şehre kırılıp giderken gısrağın Hüseyin’in etrafında toplanmış bir gurup hasetçi eşrafı kastederek sarf ettiği şu sözü hatırlatmak isterim “Belediyesi var, narhı yok… motoru var çarkı yok… Üç beş dedikoducu oturmuş birbirinden farkı yok…” GÜNÜN SÖZÜ YAZININ ÖZÜ “Buluta üren gök köpek handa yer Van’da ürer…” ‘Seydişehir’e özgü söz’
Hakkı Balcı Köşe Yazısı

Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Ali Saylam’ın ısrarı ile 12 yıldır anılan Mahmut Esad Seydişehr-î, Tapu Kadastro Genel Müdürlüğünün en üst düzeyde sorumluluk alması ile ulusal bir nitelik kazandı… Programa katkı sağlayan Seydişehir Kaymakamı Aydın Erdoğan,  Belediye Başkanı Mehmet Tutal ve Tapu kadastro Genel Müdürü Zeki Adlı’ya teşekkür ederiz…Bu programın nitelikli bir şekilde yapılmasına vesile olan Orman ve Su İşleri Bakan Yardımcısı Sayın Harun Tüfekci'ye haseten teşekkür ederim.

Bu vesile ile Mahmut Esat Efendi ile ilgili yaptığım araştırmalar sırasında Mehmet Akif Ersoy’un desteklediği Sebilürreşad dergisinin 16 Ocak 1914 tarih 11.cilt 279. Sayı,  289. Sayfasın da gördüğüm bir makalesi dikkatimi çekti… 

Uzlaştırıcı  bir düşünür olarak tesettür tartışmalarının taraflarını “Tesettürü Nisvan (Kadınların örtünmesi) konusunda son söz” başlıklı  makalesi ile bu tartışmalara son vermeye çağırmıştır…

Özetle ;"lakin biz acayip adamlarız esası bırakıp şekilde uğraşır dururuz... Bu ise havanda su dövmek benzer.  Zamanında halledilmesi gereken mesele kadınların talim ve terbiyesidir.  İşte Allah ve Resul'ünün emrettiği budur... Rusya'nın ufa bölgesinde gördüğüm kadarıyla Şimal Türklerinin tahsil çağına gelmiş kızlarının içinde yeni metotlara göre tahsil görmeyen kız yok... Ey 5 seneden beri kadınların örtüsü ile uğraşan yazarlar, sizin İstanbul'un uz da kadınlar şöyle dursun erkeklerin içinde okur-yazar kaç kişiniz vardır? Kadınlarınızı Atina'da tahsil görmüş ne idüğü belirsiz bir takım Doktor bozuntularının tahripkâr ellerine teslim ediyorsunuz… Onları tedavi edecek bir Müslüman tabibe,(bayan doktor) yetiştirdiniz mi?  Böylesi önemli meseleler dururken şekle ait meselelerin etrafında dolaşıp duruyorsunuz… Bu tartışmaların taraflar arasına düşmanlık ve husumet sokmaktan başka bir faydası yoktur…  Artık bu meseleden vazgeçiniz… Kadınlara hürriyet istemeniz Avrupa'yı çok iyi bilip kendi hukukumuzu bilmeyişinizden kaynaklanmaktadır... Biz kadınlarımıza İslam hukukunun bahşettiği hukuku temin edelim… Bundan fazlasına ihtiyaç yoktur. Ona Avrupalı kadınlar gıpta eder. Şaşarım erkekleri bile hür olmayan memlekette kadınlara hürriyet vermekten bahsolunuyor.  Siz meşrutiyet ile hürriyet'in geldiğini inanıyorsunuz… Asıl hürriyet, cehalet ve taassubun istibdadını kaldırmak ve yok etmekle hasıl olur... Cahil bir kavme siz istediğiniz kadar hürriyet veriniz, o yine şiddetli bir Esaret zinciri altında inlemektedir… Siz erkek ve kadın herkesi Allah'ın emri ve Resul'ün sünneti üzere talim ve terbiye ediniz… Siz insanlara Hürriyet esasına dayanan İslam hükümlerinden daha fazla haklar bahşedemezsiniz… Biliniz ki bir hakkın meriyet derecesi bilinmeklikle mütenasiptir... Bilinmeyen bir hak mevcut da değildir. Siz yalnız kadınları değil erkekleri de hürriyet vermek ister misiniz onları hak ve vazifeleri ne anlatınız Yoksa her türlü mesaimiz akamete mahkûmdur…”  şeklinde bir değerlendirme yaparak taraflara telifçi bir usulle uyarmıştır… Tanıma lütfünde bulunmadığımız Mahmut Esat işte budur…

Öte yandan; Dünkü törenlerde 30 eseri olan, milletvekilliği, bakanlık gibi önemli görevlerde bulunan Mahmut Esad Efendi’nin ailesine ölümünden 11 yıl sonra naçar kaldığı gerekçesi ile 300 kuruş bağlandığını sinevizyon görüntüsü ile anlattım… Üstat Mehmet Akif’e yapılan vefasızlığa maruz bırakılmayıp, ölümünden 11 yıl sonra ailesine sahip çıkıldığını anlattım… Ama gelgelelim arkamdan ahkam kesen bir şerefsizin bu meseleyi ‘şov’ olarak nitelemesini, çizgimden çıkarak sinkafla yazmak isterdim…

‘O’ namussuz, ey ümmi, yüreğin varsa, biraz izzetinefis, biraz namus sahibiysen, biraz haysiyetin varsa; gel bana söyle… Senin haset pisliği içini dışına getirip siretini suretine dökeyim…

Hülasası;

Mahmut Esat Seydişehr-i’nin bir asrı aşkın süre öncesinde bu şehre kırılıp giderken gısrağın Hüseyin’in etrafında toplanmış bir gurup hasetçi eşrafı kastederek sarf ettiği şu sözü hatırlatmak isterim “Belediyesi var, narhı yok… motoru var çarkı yok… Üç beş dedikoducu oturmuş birbirinden farkı yok…”

GÜNÜN SÖZÜ YAZININ ÖZÜ

“Buluta üren gök köpek handa yer Van’da ürer…” ‘Seydişehir’e özgü söz’

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve toroslargazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.