GÜNEŞ

Seydişehirli Bir Kadının Donanmaya Hediyesi (1911)

Biyografi (STG) - SEYDİŞEHİR TOROSLAR GAZETESİ | 22.01.2022 - 13:12, Güncelleme: 22.01.2022 - 13:12
 

Seydişehirli Bir Kadının Donanmaya Hediyesi (1911)

Tarihçi Ercan Arslan

Babalık Gazetesinin 22 Haziran 1911 Perşembe günkü sayısının üçüncü sahifesinde bir haber dikkatimizi çekti. Seydişehirli bir bayanın Donanmayı Osmani Muaveneti Milliye Cemiyeti’ne yaptığı yardım konunun özünü oluşturuyordu. Konya Şimendifer (tren) Acenta Memuru aynı zamanda Donanma Cemiyeti Konya Şubesi Veznedarı olan Serafim Bacıoğlu bu durumu Babalık Gazetesi sütunlarında şöyle duyurmaktaydı:  Dün vatanın sevgili bir kızı, yardımseverlikle dopdolu bir kadın, başından en kıymettar bir altınını çıkarmış sanatla yapılmış bir ay yıldıza telifen diyordu ki: “İşte benim mamelekim (sahip olduğum şeylerin hepsi)  şu ay yıldıza muallik bulunuyor. Bu altın ben kadına ne kadar lazım ise Anavatanımız da Donanmaya ondan bin kere fazla bir ihtiyaçla muhtaçtır. Bu altınım donanmanın hiç olmazsa bir çivisini imal edebilir. Fakat müzayedeye verilecek olur ise  o müsabakai hamiyette yek diğerine tevfik için sa’y eden Osmanlıların bu vesile ile Donanmanın bir çok çivisini imal eder bir miktar buyuracaklarına ümit varım. Rica ederim şu ufak hediyemi müzayedeye veriniz. O suretle de Gemimizin birkaç çivisini imal etmiş olayım. Hatta öyle arzu ederim ki hayatım da donanmamızın olsun. Bayrağı kanımla boyansın.” Serafim Efendi sözlerini sürdürerek; “İşte ulvi bir kadının sözleri. Bir bayanın, servetlerini gizleyen zenginlere ibret olacak fedakârlığı. Muhterem gazetenizle ilanını ve yardımseverlikle dopdolu bu kadının memnuniyetinin gereğini yapmak üzere sanatkârane bir ay yıldıza telifen takdim kılınan altının ihale bedelinin ilan edilmesini temenni ederim efendim” diyordu. Babalık Gazetesi Müdürü Ahi Babazade  Yusuf Ziya Bey, Cemiyet Veznedarı Serafim Bacıoğlu’nun bu isteğini yerine getirecek ve gazetede şu ilan yayınlanacaktı: “Sedeften mamul gayet zarif  bir ay ve yıldıza muallik bir adet altın küpe Mahalli Donanma Cemiyeti Veznedarı Bacıoğlu Serafim Efendi tarafından İdarehanemize verilmiş ve merkez komisyonuna  teslim kılınmıştır. Seydişehirli Hanımın  hissiyatı hamiyetperveranesiyle (Bir insanın  vatanını, milletini ve ailesini koruma çabası) Serafim Efendinin teşebbüsüne  öz yürekten teşekkürler eder ve kulağındaki küpesini donanmaya ihda (hediye) eden alicenap (yüce gönüllü) kadının  şu hareketini zenginlerimizin basiretine sunarız.” Değerli okurlar burada, kimliğini tespit edemediğimiz Seydişehirli bir bayanın 1911 yılında, vatan müdafaasında Deniz kuvvetlerimizin güçlendirilmesi için kendi imkânı nispetinde sorumluluk aldığına tanık oluyoruz. Bu asil karakterli bayanın, tek zenginliği olan, anne babasından yahut eşinden yadigârı ay yıldız motifli altın küpelerini, devletinin yardım talebi karşısında tereddüt etmeden verdiğini görüyoruz. Bilinmelidir ki bu durum yalnızca Seydişehir’le sınırlı değildir. Memleketin her tarafı böylesine koca yürekli, fazilet abidesi insanlarımızla doluydu.  Yüce Türk Milletinin Atayurt’tan Anayurda sinesinde taşıdığı vatanın kutsallığı duygusu tarihin pek çok döneminde kadını ve erkeğiyle bu topraklarda kendini gösteren mukaddes bir duygu olmuştur. Seydişehirli bir bayanın “Hayatım da donanmamızın olsun. Bayrağı kanımla boyansın” haykırışı o günlerden bugünlere kulağımıza küpe olması gereken, Küpe Dağı eteklerinde yaşayan bizlere gür bir sedadır düşüncesindeyim. (Babalık,9 Haziran 1327, Yıl 1,sayı 49,sayfa 3)
Tarihçi Ercan Arslan

Babalık Gazetesinin 22 Haziran 1911 Perşembe günkü sayısının üçüncü sahifesinde bir haber dikkatimizi çekti. Seydişehirli bir bayanın Donanmayı Osmani Muaveneti Milliye Cemiyeti’ne yaptığı yardım konunun özünü oluşturuyordu. Konya Şimendifer (tren) Acenta Memuru aynı zamanda Donanma Cemiyeti Konya Şubesi Veznedarı olan Serafim Bacıoğlu bu durumu Babalık Gazetesi sütunlarında şöyle duyurmaktaydı:  Dün vatanın sevgili bir kızı, yardımseverlikle dopdolu bir kadın, başından en kıymettar bir altınını çıkarmış sanatla yapılmış bir ay yıldıza telifen diyordu ki: “İşte benim mamelekim (sahip olduğum şeylerin hepsi)  şu ay yıldıza muallik bulunuyor. Bu altın ben kadına ne kadar lazım ise Anavatanımız da Donanmaya ondan bin kere fazla bir ihtiyaçla muhtaçtır. Bu altınım donanmanın hiç olmazsa bir çivisini imal edebilir. Fakat müzayedeye verilecek olur ise  o müsabakai hamiyette yek diğerine tevfik için sa’y eden Osmanlıların bu vesile ile Donanmanın bir çok çivisini imal eder bir miktar buyuracaklarına ümit varım. Rica ederim şu ufak hediyemi müzayedeye veriniz. O suretle de Gemimizin birkaç çivisini imal etmiş olayım. Hatta öyle arzu ederim ki hayatım da donanmamızın olsun. Bayrağı kanımla boyansın.”

Serafim Efendi sözlerini sürdürerek; “İşte ulvi bir kadının sözleri. Bir bayanın, servetlerini gizleyen zenginlere ibret olacak fedakârlığı. Muhterem gazetenizle ilanını ve yardımseverlikle dopdolu bu kadının memnuniyetinin gereğini yapmak üzere sanatkârane bir ay yıldıza telifen takdim kılınan altının ihale bedelinin ilan edilmesini temenni ederim efendim” diyordu.

Babalık Gazetesi Müdürü Ahi Babazade  Yusuf Ziya Bey, Cemiyet Veznedarı Serafim Bacıoğlu’nun bu isteğini yerine getirecek ve gazetede şu ilan yayınlanacaktı: “Sedeften mamul gayet zarif  bir ay ve yıldıza muallik bir adet altın küpe Mahalli Donanma Cemiyeti Veznedarı Bacıoğlu Serafim Efendi tarafından İdarehanemize verilmiş ve merkez komisyonuna  teslim kılınmıştır. Seydişehirli Hanımın  hissiyatı hamiyetperveranesiyle (Bir insanın  vatanını, milletini ve ailesini koruma çabası) Serafim Efendinin teşebbüsüne  öz yürekten teşekkürler eder ve kulağındaki küpesini donanmaya ihda (hediye) eden alicenap (yüce gönüllü) kadının  şu hareketini zenginlerimizin basiretine sunarız.”

Değerli okurlar burada, kimliğini tespit edemediğimiz Seydişehirli bir bayanın 1911 yılında, vatan müdafaasında Deniz kuvvetlerimizin güçlendirilmesi için kendi imkânı nispetinde sorumluluk aldığına tanık oluyoruz. Bu asil karakterli bayanın, tek zenginliği olan, anne babasından yahut eşinden yadigârı ay yıldız motifli altın küpelerini, devletinin yardım talebi karşısında tereddüt etmeden verdiğini görüyoruz. Bilinmelidir ki bu durum yalnızca Seydişehir’le sınırlı değildir. Memleketin her tarafı böylesine koca yürekli, fazilet abidesi insanlarımızla doluydu.  Yüce Türk Milletinin Atayurt’tan Anayurda sinesinde taşıdığı vatanın kutsallığı duygusu tarihin pek çok döneminde kadını ve erkeğiyle bu topraklarda kendini gösteren mukaddes bir duygu olmuştur. Seydişehirli bir bayanın “Hayatım da donanmamızın olsun. Bayrağı kanımla boyansın” haykırışı o günlerden bugünlere kulağımıza küpe olması gereken, Küpe Dağı eteklerinde yaşayan bizlere gür bir sedadır düşüncesindeyim. (Babalık,9 Haziran 1327, Yıl 1,sayı 49,sayfa 3)

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve toroslargazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.