İnsanlar arasında güven, samimiyet, dostluk gitgide azalıyor. Yardımlaşma, gönül alma, sevme, hoşgörü yerine bencillik, egoistlik, nefret ve katılık benliğimizi sarmış.
Ruh hastasıyız çoğumuz konuşmuyoruz sohbet etmiyoruz. Hülasa huzursuz kutuplaştık gerginiz.
Ne Yunus Emre’nin hoş görüsü ne Mevlana’nın insan sevgisi nede Hacı Bektaş’ı Velinin birlik mesajı bizleri etkilemiyor artık bir acayip toplum olduk.
Bu kadar değildi ama o yıllarda toplumdaki ayrışma gün geçtikçe artıyordu.
Seydişehir Gazeteciler Cemiyeti olarak on yıl önce çalışan gazeteciler gününü arabaşı ile kutlamaya başlamamızın nedeni kış aylarının vazgeçilmezi birlik, beraberlik ve kaynaşmayı güçlendiren genellikle sohbet toplantılarında yenilen bir yemek olması.
Seydişehir’in yemek kültüründe önemli bir yere sahip olduğu için yönetimdeki arkadaşlarımızla hem farkındalık yaratmak hem de güne anlam katmak için arabaşı ikram edelim diye düşündük. Aralıksız on senedir yapılan arabaşılı çalışan gazeteciler günü geleneksel hale geldi. Hepside sıcak, samimi güzel bir kaynaşma ortamında gerçekleşti.
Yoğun bir katılımla 10 Ocak da kültür evinde gazeteciler gününde Seydişehir’in değerli idarecileri, Sivil Toplum Örgütlerinin kıymetli temsilcileri ve gazeteci meslektaşlarımla yine hep beraberdik.
Enaniyet virüsü bulaşmamış bu özel günümüzde yine özlenen tablo oluştu. Gözlerdeki mutluluk ışıkları programa renk kattı. Ayrılırken arkadaşlar bu programlar sık sık yapılsın diyerek memnuniyetlerini dile getirdiler.
Programdan sonra bu beraberliği bayram havasına dönüştüren iksirin arabaşı çorbasında saklı olduğunu düşünmedim desem yalan olur…
Ne dersiniz arabaşılı sohbetler normalleşmemizin ilacı mı?