Bizim inancımızda karnımızı doyurduğumuz işimiz, doğduğumuz yer gibi, yediğimiz ekmek gibi mukaddestir. 1967’de temeli atılan ETİ Alüminyum tesislerinden şimdiye kadar 300 bine yakın bölge insanı faydalanmıştır. Rahmetli Süleyman Demirel’in “zengin kaynakların fakir bekçisi” diye bahsettiği o yıllarda zor şartlarda kurulan ETİ Alüminyum A.Ş özelleştikten sonra da çalışmasına devam etmektedir. Yani yarım asırdır bu güzide tesis ülkemize, bölgemiz insanına ve ilçemize hizmet etmeye devam etmektedir. Bu hafta Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Konya Milletvekili Ziya Altunyaldız çok önemsediğim yöremizin üretimini artırma konulu toplantısının ikincisi Adile Baysal Kültür evinde gerçekleşti. Sayın Milletvekilinin Seydişehir nasıl önce bölgenin üretim lokomotifi ise şimdi de öle olması için çalışmalar yapmanın önemini anlatırken yine konu ister istemez Alüminyum’a dayandı. Çünkü gündemde ki Savunma Sanayinin ana malzemesi Alüminyum ve bunu üretecek de ülkede ki belki ilk tesis Seydişehir ETİ A.Ş ve hafif sanayi bölgesinde bulunan yoğun presle çalışan fabrikalar. Yani şunu demek istiyorum..artık Seydişehir ve ülkemiz Alüminyum madeninden katma değer sağlayacaksa herkesin buraya bu noktada elinden geleni yapması gerekir. İlk önce ise ETİ A.Ş’nin tarihine hep birlikte sahip çıkmalıyız. Rahmetli Süleyman Demirel ile yaptığımız özel röportajda “bizim çabalarımızla Alüminyum tesisinin ortaya çıkması Türkiye’ye çok şey kazandırmıştır. Ayrıca Seydişehir’in güzel bir sanayi şehri olmasını sağlamıştır. Sanayi bir yere girdiği zaman pek çok şeyi beraberinde getirir” dedikten sonra değişime de parmak basarak, “1980 sonrasında dünya değişti. Biz bu tesisleri devletin kurumu olarak yaptık. Artık dünya piyasa ekonomisine kaydı. Bizim yaptığımız bu güzel tesislerde özelleştirildi. Doğrunu söylemek gerekirse bir kısmı heba oldu. Ama bir kısmı da hala çalışıyor. Alüminyum tesisleri de çalışmaya devam ediyor ve de edecek.  Bu tesis ile birlikte Oymapınar barajını da yaptık barajdan üretilen elektrik fabrikayı besleyecekti. Barajda fabrika kadar önemlidir” demişti. Diğer yandan ilk kez bizler tarafından dile getirilen boksit madenini ilk bulan Mümin Dede’nin hayat hikayesi Alüminyum’da marka olan ilçemiz içinde önemliydi. Konuştuktan bir müddet sonra vefat eden garip bir çoban olan Mümin Dede’nin sağ olsun bir önceki belediye tarafından bir mahalle parkına adı verildi. Şimdiki belediye başkanımız ise Mümin Dede’nin mezarını yaptı. Diğer bir dikkat çeken bir konu da geçen günlerde şehrimize gelen iki misafir beni arayarak Boksit madenini merak ettiklerini ve nasıl bir şey olduğunu görmek istediklerini söylediler. Bazı vatandaşlar hükümet meydanında bir zamanlar Alüminyum’u simgeleyen Boksit madeni içinde yükselen Alüminyum çubuklu anıtın niye kaldırıldığını sordu cevap veremedim. Seydişehir tanıtım gezisinde okullarımızdan götürdüğümüz talebelerimiz açık ocak’ta Boksit madenini görünce hayretler içinde kalışlarına şahidim. Evet konu dağıldı gibi oldu ama esas anlatmak istediğim koskoca ülke sanayisine yan veren 50 yıl öncesi kurulan ve çalışmasını devam ettiren Alüminyum fabrikası Milletvekili Sayın Altunyaldız’la yapılan toplantı da daha ülkemize ve ilçemize çok şeyler kazandıracağı ortaya koyuldu. Fabrikanın tarihinden soyutlamak yerine geçmişine sahip çıkarak ileriye taşımak hepimizin kazancı. ETİ Alüminyum Cengiz Holdingin olduğu kadar hepimizin. Bundan kendimizi soyutlamak mümkün değil. Bu bilincin en önemli püf noktası ise Alüminyum fabrikası tarihine sahip çıkmaktan geçer diye düşünüyorum. Bu konuda en önemli tarihi sorumluluk ETİ Alüminyum’a düşmüyor mu?