2012- 63639, 2013-63628,2014-63773 işte son üç yılın Seydişehir nüfusu…
2015 yılı sonunda nüfusumuzun önemli ölçüde değişmeyeceğini tahmin ediyorum… Rakamların dili Seydişehir’de son yıllarda durağanlık yaşanacağını gösteriyor…
İstihdam artıracak, katma değer sağlayacak, durağanlıktan çıkıp ilçemizi harekete geçirecek diğer bir ifadeyle Seydişehir’i kalkındıracak yerel kaynaklarımızın 2015 yılında ki durumuna bakarak kendi açımdan yeni bir yıla girdiğimiz şu günlerde senenin muhasebesini yapmak istedim.
Başta yerinde sayan termal koskoca yılda ortaya konan laftan başka bir şey yok. Organize sanayide devletin bunca yatırımına rağmen sadece üç fabrika açılabilmiş, açık olan mermer fabrikası ise şuan üretim yapmıyor. İyi gelişme ise sanayideki tüm arsalar satıldı ve doğal gaz da gelmek üzere.
Fakültemiz ise açık durumdaki üç bölümden sadece birinde öğrenci var diğer iki bölüm bu yılda aktif hale getirilemedi. Meslek Yüksek Okulu bir önceki yıla göre öğrenci sayısı hemen hemen aynı oda durağan. Turizm de ise mağara turizminin dışında bir hareket yok inanç turizmi ise bizi arkasından koşturuyor.
Tüm bu negatif duruma karşı tarımda güzel gelişmeler oldu 2011de.başlanan Seydişehir cazibe sulama, Suğla cazibe sulama projeleri bitmek üzere önümüzdeki bahara kanallara su verilecek. Organize hayvancılıkta büyük mesafe alındı. Modern hayvancılık için yeni alanlar kazandırılıyor hayvan sayısında gecen yıla göre büyük artış var. Büyük baş hayvan sayımız 22 binden 31 bine yükselmiş küçük baş ise 40 binden 57 bine çıkmış Süt üretimimiz günlük 30 tondan 50 tona yükseldi .
Arıcılıkta Seydişehir olarak Konya’nın önde geleniyiz. Meyve ve sebzede ürün çeşitliliği artıyor üretimde arttı. Bu yıl özellikle çilek ve kabak üretiminden çiftçimiz dişe değer bir kazanç sağladı. Meyvecilikse pazarlama sorununu aşabilirsek acil soğuk hava deposu ve hal ihtiyacını giderebilirsek artık tarımda bizde varız diyebiliriz.
Evet… Termal, organize sanayi, üniversite, turizm derslerinden Seydişehirliler olarak bu yıl sınıfta kaldık tarımdan da geçtik.
Altı dersin beşinden kalır birinden geçersek tabiatıyla karnemizinse durağan olacağı
Pek tabii…
Yaptırım gücümüz yok ancak farkındalık oluşturma gayreti içerisindeyiz…
Bütün bu olumsuzlukların tedavisi noktasında ne yapılıyor?
Kimler hangi alanlarda çareler aramalı? doğrusu bu sorulara iç açıcı cümleler kurup sizlerin gönlüne ferahlık getirmek isterdim ama ne mümkün dostlar...
‘Hayırlısı’ demekten başka çare yok sanırım…
.
.