İlçemiz ile ilgili nostaljik resimlerin çoğunda birlikte eğlenip, çalıp söyleyenleri sıklıkla görmek mümkün...
Çalgılı düğünleri, müzik gruplarını hatırladıkça kayda değer bir müzik kültürümüz olduğunu hissedebiliriz...
Hocanın Ahmet'lerden, Sami kale'lere, aşağı mahalleliden, Kesecikli Cumalıya daha birçok ünlü müzisyenimiz, benim gibi yaşı elliyi aşanlar iyi bilir.
Daha eskilerini artik anlatılanlardan duyarız… Oluşan bu kültür anonim bile olsa Seydişehir’e özgü bir folklormuş gibi algılayıp sohbetlerimizde yaşatırız.
Şimdilerde ilçemizde müzik sanatını tarihleştiren kurumsallaştıran sevdiren ve bu sanata talebe yetiştiren bir dernek var! Seydişehir musiki cemiyetinden söz ediyorum…
Düzenli olarak yılda üç kez bahar, ramazan ayında tasavvuf ve güz konserleri düzenleyerek müzik severlerle buluşuyorlar. Başka illerde de konser veriyorlar. Saygı değer başkanları Aysel Can Hanım efendinin belirttiği gibi, amatör ruhla profesyonel müzik yapıyorlar…
Geçtiğimiz cumartesi Musiki cemiyetimizin muhteşem halk müziği konseri sevenleriyle buluştu. Otuzuncu yıl anısına düzenledikleri konser yine büyük beğeni kazandı. Şefinden tut darbukacısına kadar, ses düzeninden tut, sahne düzenine kadar her şey mükemmeldi TRT müzik korosundan hiç farkı yoktu.
Öyle tahmin ediyorum ki, Konya musiki ile uğraşan derneklerden öndeler belki de ülkede ün yapmış kuruluşu asırlık Üsküdar musiki cemiyetinden sonra önde gelenlerin arasındadırlar.
Bu başarının bence en büyük sebebi siyaset üstü işlevinden ödün vermeden otuz yıldır istikrarlı bir şekilde çalışmalarını sürdürmesidir.
İlçemize de bu açıdan da güzel bir örnektir.
Sakın ha sakın! Sizi başarıya götüren bu ilkelerinizden vazgeçmeyin oyuna gelmeyin…
Nice otuz yıllara…