Çanakkale’de, kurtuluş savaşında yedi düvele karşı savaşanlar, canını verenler ümidini kesmemişken;
Bizler hangi zorluğu yaşadık ki kendi ülkemizden, kendi yurdumuzdan, kendi milletimizden umudu keselim…
Toplumu umutsuzluğu sevk eden unsurlar bu tutum ve propagandalarından bir an önce vazgeçmeliler.
Çünkü dünyaya sahip emperyalist güçlerin aleyhine sıkıştı dünya.
Bizde ise hala kör döğüşü hakim…
Yeterki iktidar olalım, her türlü desise, nankörlük, hainlik, gaflet, körlük mübah ama uzman değerlendirmeleri ile sokak ağzı politikaları asla bir değil.
Aklımızı başa devşirelim ve geriye dönüp uzman tespitlerine bakalım.
Birinci yüzyıldan itibaren her yüz yılın ilk çeyreği dünyada coğrafi sınırlar fasılasız değişmiş.
Yıl 2021 ve ilk çeyreğin tamamlanmasına sadece 4 yıl var.
Üstümüze üstümüze geliyorlar.
Tıpkı Çanakkale’deki, sevr’deki gibi,
Ya biz neyin peşindeyiz?
Birey birey ve toplumsal vazifelerimiz nelerdir?
Politik kaygıların hezeyananıyla birbirimizi örseleyip düşmanlık mı peydah etmeli, toplumu umutsuzluğa mı sevk etmeliyiz,
Yoksa;
Çanakkale’deki gibi kurtuluş savaşındaki gibi umutla ve birlikte mücadele mi etmeliyiz? “
Emperyalistler dünya üzerindeki egemenliklerini kaybettikçe daha vahşi olacaklar.
Çin henüz kendi motorunu yapamadı ve Rusya’nın motorlarını kullanıyor.
Dünya da motor yapan üçüncü ülke biziz. 11 motor yaptık 2’si test aşamasında.
Artık, İngiltere ve Amerika’nın dünyaya sahip olma adına oluşturdukları kanunlar kırılmaya, sınırlar delinmeye başladı.
Emperyalist güçler bunun son derece farkındalar.
Kendileri dışında bütün ülkeler fonksiyonsuz ve küresel güçlerin cenderesinde.
Sadece Rusya, Çin ve Türkiye direniyor.
Ve bu üç ülkenin puntunu kırmak için her yol mübah emperyalistlere.
Küresel güçlerin, vahşi batının ‘Dünya beşten büyüktür’ diyen bir baş kaldırışı unuttuğunu mu zannediyoruz?
Affetmeyecekler…
Biz birbirimizi hiç uğruna yerken son yüz yılın ilk çeyreğinin kalan dört yılında ellerinden gelen her türlü kötülüğü yapacaklar.
Unutmayalım…
Sonuncusu 1957 de kapatılan ‘insanat bahçeleri’ni kurarak zencileri köle pazarlarında satan, teşhir eden vahşi, barbar, acımasız güçlerden bahsediyoruz.
Affetmeyecekler…
Ama!
Toplumu umutsuzluğa itmeye çalışanlar.
Unutmasınlar…
Bu millet hiç bir zaman umutsuz olmadı.
Bütün devletlerimiz umutla, azimle ve mücadele ile yeniden filizlendi büyüdü.
Bu kez yenemeyecekler.
Kimse umudumuzu yıkamayacak.
Ülkemi seviyorum.
Koşulsuz seviyorum.
Canı pahasına seviyorum…