Eski jandarma binasından boşalan arazide her hangi bir yapının şık durmayacağını, bölgenin nefes alma alanı olarak değerlendirilmesi hususundaki düşüncelerimizi belirtmiştik.
Gazeteci dostum Ali Saylam özellikle bu konuda epey efor sarfetti ama başarılı olamadık.
Ve farklı bir mimari ile arzulanan sağlık binası yapıldı. Bu saatten sonra tartışmanın anlamı yok. Güzel hizmetlere vesile olur inşallah…
Bildiğiniz gibi dar alana yerleştirilmiş ama dış görüntüsü ve komşu yapılarla uyum sağlamış bana oldukça şirin gelen bir camii var.
Hüdaverdi camii…
Geriye dönüşü olmayacak bir karar olduğunu düşünüyorum zira duygu ve mantık arasındaki ayarsızlığımız aşikar.
Hele bir de işi inada bindirirsek; sorunu ihtiras ve haklı çıkma tutkusuna bağlı ucube gerekçelere bağlayıp sorunsal hale getirip ben yaptım olduyla bitiriyoruz.
Hakikaten; bu caminin yıkılıp yerine yeni cami yapılmasının mantığı nedir?
Bütün vakitlerde doluyor mu?
Yıkılıp büyümesinin doluluğa olumlu etkisi olur mu?
Ramazan aylarında hatimle namaz kılınmasından dolayı gösterilen teveccüh Ramazan sonuna doğru sayı olarak azalmıyor mu?
Lokasyonu itibari ile etrafında yakın camiler var. Alaylar Camii, 300-400 metre, Muallimhane Türbe ve Siteler camileri de hakeza aynı uzaklıkta.
Bu anlamda bölgesel bir ihtiyaç yoksa yapılış amacı nedir?
Restore edilebilir, bakıma muhtaç yönlerinde çalışmalar yapılabilir ancak yıkılıp yapılması vicdani bir sorumluluktur.
İkna edici bir gerekçesi varsa eyvallah yoksa
“kulu veşrebu ve la tusrifu, innehu la yuhıbbul musrifin.” Yani “Yiyin, için fakat israf etmeyin. Zira O, israf edenleri sevmez.” Ayeti başka nerede tecelli edecek?
Dostlar; lafı fazla uzatmak istemiyorum.
Bu konuda ki önerilerden yola çıkıp insanlar hakkında dindarlık ölçümü yapmaya kalkmayalım.
İslam dini mantık dinidir?
Mantığımızı ön plana çıkaralım.
Evet; aklın yolu birdir…