Şirin bir Anadolu ilçesi olan memleketimin başta havasının suyunun temiz olmasını isterim.
Herkesin aşı olsun, işi olsun isterim.
Eğitim seviyesi yüksek, sağlık hizmetleri mükemmel, park, bahçe, yeşil alanlarıyla mesut ve bahtiyar insanların yaşadığı sakin bir şehir isterim.
Hülasası; bu güzel şehrin sakin bir şehir olmasını isterim.
Sakin şehir dediğimiz tarihi, doğası, kültürü ve gelenekleriyle gelişen ve değişen dünyanın içinde varlığını orijinal haliyle sürdürmeyi başaran bir şehirdir.
Biraz sanayimiz böyle bir şehir olmaya engel olsa da Seydişehir özellikleri bakımından sakin şehir olmayı hak ediyor.
Bütün köşe yazılarımda ısrarla savunduğum tamda budur!
Aslında sakin şehir olmanın yetmişe yakın kriteri var.
Bunların başında havanın suyun temiz olması, yeşil alanlarının yeterli olması geliyor. İnsanların milli gelirden aldığı pay trafik sorunu da önde gelen kriterlerden bazıları.
Seydişehir'de bu konuda hafife alınmasın.
Şuanda ilçemiz doğalgaz kullanan, arıtma tesisi olan, ovası, dağı, doğasıyla park ve bahçeleriyle sakin şehir yoluyla baya bir yol kat edildi.
İçme suyumuz daha kaliteli olsun, kömürü değil doğalgazı kullanalım, yeşil alanlar kırmızı çizgimiz kimse dokunmasın diye bas bas bağırmamızın tek nedeni budur.
Okuyucularım köşe yazılarımı okurken bana bu pencereden bakarlarsa beni daha iyi anlar.
Lafı fazla uzatmak istemiyorum.
Büyük şair Cahit Sıtkı Tarancı'nın 'Memleket İsterim' şiirinin üstüne de laf söylemek istemiyorum.
MEMLEKET İSTERİM
Memleket isterim
Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun;
Kuşların çiçeklerin diyarı olsun.
Memleket isterim
Ne başta dert, ne gönülde hasret olsun;
Kardeş kavgasına bir nihayet olsun.
Memleket isterim
Ne zengin fakir, ne sen ben farkı olsun;
Kış günü herkesin evi barkı olsun.
Memleket isterim
Yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun;
Olursa bir şikayet ölümden olsun.
CAHİT SITKI TARANCI