Seydişehir’de geçtiğimiz hafta ardı sıra iki intihar vuku buldu… Acıları üzerine söz etmek istemiyorum. Zira geride kalanlara sözlerin kifayetsiz kalacağı bir ıstırap bu… Rabbim hiçbir ebeveyne ve gence böyle bir çıkmazı yaşatmasın. Gençlerimize Allahtan rahmet yakınlarına metanet diliyorum… Geçtiğimiz yılın ekim ayında meydana gelen intihar vakasından sonra birisi 25 yaşında diğeri 16 yaşında iki gencin birer hafta ara ile intiharları Seydişehirliyi şoke etti. Toplum içerisinde şahit olduğum konu ile ilgili ortaya atılan iddiaların tümü söylentilere bağlı mübalağalı anlatımlar. Çoğu zaman böyle acı bir haberi duymamışlara duyurmanın keyfi ve yarım bilgilerle dedikodu konusu haline gelebiliyor. Aman Allah’ım neler duyuyorum… babayı anneyi suçlayanı mı, partner ilişkilerine bağlayana mı? Harçlığına, telefona kadar daha neler neler? Bunların sadece biri doğru diğerleri ya da hepsi yalan… Gerçeği ya anne ve babanın bile tespiti zorken bütün bu yalanları nasıl kurgulanıyor hakikaten şaşıyorum. İnsanı acısıyla bırakmıyorlar … Bütün intiharları ekonomik sebeplere ve ardından siyasete dayandıran akıl tutkunu siyaset mahkumları 15 yaşındaki bu körpenin intiharına nasıl bir kulp takarlar bilemiyorum. Milli eğitime aktarılan bütçemiz, üniversitelerimiz, camilerimiz, derneklerimiz ve insan odaklı diğer sivil toplum kuruluşlarımızla elimize su dökecek ülke yok ama hala kötülerle kötülüklerle cebelleşiyoruz. Eğitimsizlik, haksızlık, ahlaksızlık, adaletsizlik, karaktersizlik, çekememezlik, cehalet, hoşgörüsüzlük, tahammülsüzlük, saygısızlık, nezaketsizlik, vefasızlık, nankörlük, haklı çıkma tutkusu ile yalancılık, riya, iftira, pespayelik paçamızdan akıyor. Böyle bir toplumda intihar dahil her şey mümkündür. Hangi kötülük minimum düzeyde bile değer yükledi ki bize? iyiye değil kötüye gidişte ısrarımız niye... Hepimiz bireysel, maile ya da kurumsal nitelikte bir yerlerde esaslı bir hata yapıyoruz ama nerede? Konu önemli ancak her olumsuzluğu ve kötülükleri kanıksadığımız gibi genç intiharları da kanıksadık. Birkaç günlük dedikodu olarak kaldı ve Ateş düştüğü yeri yaktı… Unutmamak gerekir ki dünyada her şey mümkün ama hiçbir şey garanti değil… (Bu yarayı şehrimizin yetiştirdiği Uzman Klinik Psikolog Zeynep Ebrar Dumlupınar Eser’le görüştüm ve gazetemizde yayınladık. Ebeveynler mutlaka okusunlar lütfen)