Asrın felaketi yaşanan depremden sonra ülkemizin birinci sorununun deprem olduğu bir kez daha gözler önüne serildi.
Bu felaketten sonra “Şu şunu yaptı, bu bunu yaptı, biz böyle yaptık, siz böyle yaptınız” konuşmasının bence hiçbir değerli yok.
İktidarıyla, muhalefetiyle halkıda işin içine katarak bu sorunun çözülmesi için zihniyet değişikliğine gerek var.
Yapıların çürüklüğü, denetimsizliği buna benzer tüm eksiklikler gözler önüne serildi ama deprem sigortasının (DASK) ne durumda olduğu pek gündeme gelmedi.
Benim yan mesleğim sigortacılık olduğu için bu konunun önemine binaen bu köşe yazımda ele almak istedim.
1999 depreminden sonra 2000 yılında devlet tarafından doğal afet sigortası olarak (DASK) yürürlüğe girdi.
Aslında bu sigorta aynı trafik sigortası gibi mecburi yapılması gereken bir sigortaydı.
Sadece tapu, intikal, satış, taksim ve yeni aboneliklerde zorunlu kılındı.
Maalesef trafik sigortası gibi denetlenmediği için vatandaşımızda mecbur olan bu sigorta ihmal edildi.
DASK’ın bir devlet sigortası olduğu için toplanan paranın da nerelere gittiği ise muallakta…
Oysa, deprem bölgesi olan ülkemizde Kahramanmaraş merkezli depremde görüldüğü gibi en büyük maddi hasar bina yıkımlarında oldu.
DASK’ı herkes yaptırmış olsaydı hiç olmazsa vatandaşlarımız aynı zamanda devletimiz bu büyük yükten bari kurtulmuş olurdu.
Benim korktuğum depremin acısı gidince yine aynı hataları yapmak.
Artık yeter!!!
Bu deprem felaketi aklımızı başımıza getirmeyecekse başka ne getirecek!
Binaların depremde zarar görmemesi için zemininin sağlam olması ve denetimin tavizsiz yapılmasının yanı sıra deprem sigortasının önemini de bu vesileyle dile getirmek istedim.
Trafik sigortası gibi deprem sigortasının da mecbur olup denetlenmesi bir zaruriyet haline geldi diye düşünüyorum.
Zihniyetimizi değiştirmezsek korkarım hep başa dönmek zorunda kalacaz.
ZİHNİYET DEĞİŞMEDEN DEPREM SORUNU DEĞİŞMEZ
Asrın felaketi yaşanan depremden sonra ülkemizin birinci sorununun deprem olduğu bir kez daha gözler önüne serildi.
Bu felaketten sonra “Şu şunu yaptı, bu bunu yaptı, biz böyle yaptık, siz böyle yaptınız” konuşmasının bence hiçbir değerli yok.
İktidarıyla, muhalefetiyle halkıda işin içine katarak bu sorunun çözülmesi için zihniyet değişikliğine gerek var.
Yapıların çürüklüğü, denetimsizliği buna benzer tüm eksiklikler gözler önüne serildi ama deprem sigortasının (DASK) ne durumda olduğu pek gündeme gelmedi.
Benim yan mesleğim sigortacılık olduğu için bu konunun önemine binaen bu köşe yazımda ele almak istedim.
1999 depreminden sonra 2000 yılında devlet tarafından doğal afet sigortası olarak (DASK) yürürlüğe girdi.
Aslında bu sigorta aynı trafik sigortası gibi mecburi yapılması gereken bir sigortaydı.
Sadece tapu, intikal, satış, taksim ve yeni aboneliklerde zorunlu kılındı.
Maalesef trafik sigortası gibi denetlenmediği için vatandaşımızda mecbur olan bu sigorta ihmal edildi.
DASK’ın bir devlet sigortası olduğu için toplanan paranın da nerelere gittiği ise muallakta…
Oysa, deprem bölgesi olan ülkemizde Kahramanmaraş merkezli depremde görüldüğü gibi en büyük maddi hasar bina yıkımlarında oldu.
DASK’ı herkes yaptırmış olsaydı hiç olmazsa vatandaşlarımız aynı zamanda devletimiz bu büyük yükten bari kurtulmuş olurdu.
Benim korktuğum depremin acısı gidince yine aynı hataları yapmak.
Artık yeter!!!
Bu deprem felaketi aklımızı başımıza getirmeyecekse başka ne getirecek!
Binaların depremde zarar görmemesi için zemininin sağlam olması ve denetimin tavizsiz yapılmasının yanı sıra deprem sigortasının önemini de bu vesileyle dile getirmek istedim.
Trafik sigortası gibi deprem sigortasının da mecbur olup denetlenmesi bir zaruriyet haline geldi diye düşünüyorum.
Zihniyetimizi değiştirmezsek korkarım hep başa dönmek zorunda kalacaz.
Ekleme
Tarihi: 27 Şubat 2023 - Pazartesi
ZİHNİYET DEĞİŞMEDEN DEPREM SORUNU DEĞİŞMEZ
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.