Reşit olduğum 1975’den beri partilerin seçim çalışmalarında öne çıkan kendine özel durumları var.
14 Mayıs’taki Cumhurbaşkanlığı seçiminin özelliği yaratan seçim ses düzenlerinin deprem dolayısıyla yapılmayacak olması.
Gerçekten de bu yasak çok yerinde oldu. Seçimlere 2 ay kala yüksek sesli müzikler ve seçim anonslarıyla kafamız patlardı.
Daha önceki seçimlerde de bayrakların merkezi cadde ve sokaklara asılması yasaklanarak parti ilçe teşkilatlarının önüne asılmasıyla sınırlandırıldı.
Ayrıca seçim konvoylarına da tüm partilerin anlaşması ile yasak getirildi.
Ses düzenleri gürültü kirliliğinin yanı sıra insanları canından bezdirirdi. Kilometrelerce uzunluktaki konvoylarda trafiğin akışını olumsuz etkiler hem de israfa neden olurdu.
Kaldı ki Avrupa’daki seçimlerde bizdeki gibi ne bayrak ne konvoy ne de gürültü yapan anons arabalarını göremezsiniz.
Sadece temsili mitingler ve televizyonlardaki giderlerin bir araya gelerek halkın önünde yapacaklarını anlatmalarıyla seçim çalışmaları sürdürülür.
Bence konvoyun, ses düzeninin, cadde ve sokakların bayraklarla süslenmesi partilerin seçimlerde oy almasına hiçbir etkisi yok.
Gelişmiş ülkelerde de seçim çalışmalarında böyle patırtı kütürtü göremeyiz.
Meydan mitingleri de bizimkiler kadar fazla yapılmaz.
Liderlerin televizyondaki canlı yayın konuşmaları seçmenlerin kararını vermekte en büyük etken olur.
Kaldı ki kamuoyu araştırmacısı Hakan Bayraktar’ın tespitinde belirttiği gibi mitinglerin kalabalık olması o partinin çok oy alacağı anlamına da gelmez. Sadece seçmenlerinin motive olmasını sağlar.
Konvoyların kalkması parti bayraklarının asılmasında sadece parti önlerinde sınırlanması kararı çok yerinde bir karar. Bu seçimlerde deprem nedeni ile de olsa seçim anons sistemi kaldırılması da çok iyi oldu.
Avrupa’daki seçim çalışmalarında olduğu gibi; umarım bir dahaki seçimlerde ülkemizde gürültü patırtı ve şatafattan uzak bir seçim süreci yaşanır ve esas eksiklik olan tüm parti liderlerin katılacağı televizyondaki canlı yayınlarla seçim çalışmaları sürdürülür.
Bu seferki seçimlerin önemli bir özelliği de Millet ittifakı ile Cumhur İttifakı arasında kıran kırana geçmesi.
Kimi görsem aynı soruyu soruyorlar, BU SEÇİMİ KİM KAZANACAK?
Önceki seçimleri en doğruya yakın tahmini Amerika yapardı.
Ama bu sefer Amerika’da bir karar verememiş.
ABD’nin ünlü dergileri TİME, Kılıçdaroğlu bu sefer kazanabilir derken diğer ünlü Amerikan dergisi FORBES ise R. Tayyip Erdoğan hala çok güçlü yorumunu yapmışlar.
Benim yorumumda bu seçimleri kimin kazanacağını kamuoyu yoklama şirketleri bile tahmin edemez.
Ancak toto oynarlar.
Ülkemiz için hayırlısı neyse o olsun..!
“BU SEÇİMİ KİM KAZANIR?”
Reşit olduğum 1975’den beri partilerin seçim çalışmalarında öne çıkan kendine özel durumları var.
14 Mayıs’taki Cumhurbaşkanlığı seçiminin özelliği yaratan seçim ses düzenlerinin deprem dolayısıyla yapılmayacak olması.
Gerçekten de bu yasak çok yerinde oldu. Seçimlere 2 ay kala yüksek sesli müzikler ve seçim anonslarıyla kafamız patlardı.
Daha önceki seçimlerde de bayrakların merkezi cadde ve sokaklara asılması yasaklanarak parti ilçe teşkilatlarının önüne asılmasıyla sınırlandırıldı.
Ayrıca seçim konvoylarına da tüm partilerin anlaşması ile yasak getirildi.
Ses düzenleri gürültü kirliliğinin yanı sıra insanları canından bezdirirdi. Kilometrelerce uzunluktaki konvoylarda trafiğin akışını olumsuz etkiler hem de israfa neden olurdu.
Kaldı ki Avrupa’daki seçimlerde bizdeki gibi ne bayrak ne konvoy ne de gürültü yapan anons arabalarını göremezsiniz.
Sadece temsili mitingler ve televizyonlardaki giderlerin bir araya gelerek halkın önünde yapacaklarını anlatmalarıyla seçim çalışmaları sürdürülür.
Bence konvoyun, ses düzeninin, cadde ve sokakların bayraklarla süslenmesi partilerin seçimlerde oy almasına hiçbir etkisi yok.
Gelişmiş ülkelerde de seçim çalışmalarında böyle patırtı kütürtü göremeyiz.
Meydan mitingleri de bizimkiler kadar fazla yapılmaz.
Liderlerin televizyondaki canlı yayın konuşmaları seçmenlerin kararını vermekte en büyük etken olur.
Kaldı ki kamuoyu araştırmacısı Hakan Bayraktar’ın tespitinde belirttiği gibi mitinglerin kalabalık olması o partinin çok oy alacağı anlamına da gelmez. Sadece seçmenlerinin motive olmasını sağlar.
Konvoyların kalkması parti bayraklarının asılmasında sadece parti önlerinde sınırlanması kararı çok yerinde bir karar. Bu seçimlerde deprem nedeni ile de olsa seçim anons sistemi kaldırılması da çok iyi oldu.
Avrupa’daki seçim çalışmalarında olduğu gibi; umarım bir dahaki seçimlerde ülkemizde gürültü patırtı ve şatafattan uzak bir seçim süreci yaşanır ve esas eksiklik olan tüm parti liderlerin katılacağı televizyondaki canlı yayınlarla seçim çalışmaları sürdürülür.
Bu seferki seçimlerin önemli bir özelliği de Millet ittifakı ile Cumhur İttifakı arasında kıran kırana geçmesi.
Kimi görsem aynı soruyu soruyorlar, BU SEÇİMİ KİM KAZANACAK?
Önceki seçimleri en doğruya yakın tahmini Amerika yapardı.
Ama bu sefer Amerika’da bir karar verememiş.
ABD’nin ünlü dergileri TİME, Kılıçdaroğlu bu sefer kazanabilir derken diğer ünlü Amerikan dergisi FORBES ise R. Tayyip Erdoğan hala çok güçlü yorumunu yapmışlar.
Benim yorumumda bu seçimleri kimin kazanacağını kamuoyu yoklama şirketleri bile tahmin edemez.
Ancak toto oynarlar.
Ülkemiz için hayırlısı neyse o olsun..!
Ekleme
Tarihi: 08 Mayıs 2023 - Pazartesi
“BU SEÇİMİ KİM KAZANIR?”
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.