Seydişehir Belediyesi’nin iddialı projelerinden Seyyid Harun Projesi artık görünmeye başladı....
Yazımızı kaleme aldığım etabın sadece Hanboğazı alanında ki yıkımları kaldı...
Proje kapsamında beklenenin de ötesinde Ağa Çeşmesi’nin arkasında ki mezarlıkları kalarak etrafı yıkıldı ve eski Müftülük binasının olduğu kısmın da yıkımına başlandı...
Tesadüf müdür yoksa komple bir proje midir bilmiyorum ama Ağa Çeşmesi yanında ki alanının alt kısmında bulunan Bakırcıların evinin restorasyonu da bitince entegre bir kültürel özellik kazanacak...
Seyyid Harun Projesi’nin fiziki altyapısı güzel. Emeği geçenlere teşekkür ederiz ama projenin içini dolduracak, bu bölgede yıllardır talan edilen kültürel varlıklarımızın bir akademik çalışma ile tekrar ele alınması gerekiyor…
Zira geçtiğimiz günlerde Yard. Doç. Dr. Şerafettin Yıldız hocamızla bölgeyi gezdiğimizde hem sevindik, hem de üzüldük…
Sevindiğimiz nokta malum...
Bu proje özellikle inanç turizmi açısından çok güzel olacak. Yıkımlarla zoru başarıldı. Ama üzüldüğümüz nokta yıllardır ihmal edilen, talan edilen, bu bölgeyi ilgilendiren eserlerin yok olmasıdır.
Bunların başında bu bölgede bulunan mezarlıklar gelmektedir. Ağa Çesmesi’nin yanında bulunan, Araplara ait olduğu bilinen ve sonradan el değiştiren iki katlı evin altında bulunan mezarlıkta meftun kişinin kim olduğu araştırılmadan bu mezarlığın kaybolmasına göz yumulmaktadır.
Hocamla büyüklerimize sorduk. Büyüklerimiz “burada büyük bir zatın yattığını duyardık” dediler. Seyyid Harun Veli Camii Derneği Başkanı Mahmut Kut ise daha da önemli bir iddiada bulundu. Burada Seyyid Harun Veli Hazretleriyle beraber gelen ululardan biri olan Nasipbaba isimli zatın yattığını öne sürdü.
Daha da ötesi Şeyh Hacı Abdullah Efendi’nin türbesinde bulunan binden fazla değerli eser kayıp. Seyyid Harun Veli Camii’nde 16 adet şamdan sırra kadem bastı.
Yine Seyyid Harun Veli Camii’nde ki el yazılı Kur’an-ı Kerim kayıp. Caminin etrafında bulunan ağrı taşı da yerinde değil.
Öte yandan bu bölgede bulunan değerli eserlerin bulunup yerine konması gerekiyor. 3-4 sene önce çalınıp daha sonra bulunan hamamın tarihi eser kazanının ve Seyyid Harun Veli türbesinin orijinal kapısının ve bizim atladığımız bu bölgeyle ilgili müzede bulunan ne kadar eser varsa tekrar yerine koyularak ziyaretçilerin görmesini sağlamak için Konya Müzeler Müdürü Yusuf Benli’yi göreve çağırıyorum.
Gerek Seydişehir’in kuruluş hikâyesi ile ilgili, gerek Şeyh Hacı Abdullah Efendi’nin eserleri ile ilgili özellikle bazı cemaatlerde kitaplar olduğunu duyuyorum.
Bu kitapların da raflarda kapalı kalacağına özellikle ilçemizle ilgili araştırma yapan bilim adamlarının istifadesine sunulması daha iyi olmaz mı?
Bu değerli projeyi hazırlayan ve çalışmalarını hızla sürdüren başta Seydişehir Belediyesi, biz basın mensupları ve halkımız bu konuda duyarlı olmalıyız.
Yukarıda da vurguladığım gibi bu konuda Vakıflar Bölge Müdürlüğü ve Konya Müzeler Müdürlüğü’ne de bu konuda büyük görevler düşüyor.
Eğer Seyyid Harun Veli Camii alanını daha da değerli kılacak bu bölgeye ait eserleri yerine koyup teşhir edemezsek projenin bir ayağı eksik kalır ve devletin harcadığı bunca paraya da bir anlamda yazık olur…