Okul Taşımak Bu Kadar Kolay mı?
Geçtiğimiz aylarda göreve başlayan yeni İlçe Milli Eğitim Müdürü, göreve gelir gelmez bazı okulların taşınmasıyla ilgili planları gündeme taşıdı. Elbette, Sayın Müdür’ün bu konuda haklı gerekçeleri olabilir. Ancak mesele yalnızca idari bir karardan ibaret değil; çok daha fazla boyutu ve tarafı olan bir konu bu.
İlk olarak altı çizilmesi gereken bir husus var: Taşınması planlanan okullardan Mehmet Saliha Ulaşan Sağlık Lisesi ile Mahmut Esat Anadolu Lisesi, hayırseverlerin bağışlarıyla yapılmış okullar. Bu okullar, toplumsal dayanışmanın, eğitime verilen önemin birer simgesi. Dolayısıyla bu okullarla ilgili alınacak herhangi bir karar, o okulların bağışçılarını yok sayarak alınamaz. Hem ahlaki açıdan hem de hukuki zeminde bu sürecin bağışçıların bilgisi ve onayı olmadan yürütülmesi, ciddi bir tartışma konusudur.
İkinci olarak, bu taşınma kararı yaklaşık 1.500 öğrenciyi doğrudan etkileyecek. Veliler, çocuklarını özellikle bu okullara evlerine yakın olduğu için yazdırmış. Şimdi çocuklar farklı okullara gitmek zorunda bırakılacak. Bu bir nevi “yerinden edilme” halidir. Peki, bu kadar büyük bir değişikliğe giderken velilerin rızası alınmadan, onların sesi duyulmadan karar vermek ne kadar doğrudur? Veliler arasında bu konuda ciddi bir rahatsızlık olduğu açıkça dile getiriliyor.
Unutulmaması gereken bir diğer nokta ise bu okulların sadece birer eğitim kurumu olmadığıdır. Yıllar önce mezun olan birçok kişi için bu okulların manevi bir değeri, geçmişiyle kurdukları bir bağı var. “Orası bizim okulumuzdu” diyerek çıkan sesleri, duygusal ama bir o kadar da anlamlı buluyorum. Çünkü şehirlerin hafızasında bazı binaların, bazı isimlerin yeri ayrıdır.
Netice olarak, eğitimle ilgili alınacak kararlar elbette gelişen ihtiyaçlara göre şekillenecektir. Ancak bu kararlar, yalnızca masa başında, istatistiklerle, planlamalarla alınacak kararlar değildir. İnsan unsurunu, duygusal bağları, sosyal yapıyı ve toplumsal vicdanı hesaba katmak gerekir. Bu iş, tabiri caizse “boyacı küpü”ne sokulup çıkarılacak bir mesele değildir.
Milli Eğitim Müdürü’nün bu konuda daha geniş bir istişareyle, daha mantıklı, rasyonel ve en önemlisi zamana yayılan bir planlamayla hareket etmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu işi aceleye getirmek pek yararlı olmayacak gibi görünüyor..
Ekleme
Tarihi: 09 April 2025 - Wednesday
Okul Taşımak Bu Kadar Kolay mı?
Geçtiğimiz aylarda göreve başlayan yeni İlçe Milli Eğitim Müdürü, göreve gelir gelmez bazı okulların taşınmasıyla ilgili planları gündeme taşıdı. Elbette, Sayın Müdür’ün bu konuda haklı gerekçeleri olabilir. Ancak mesele yalnızca idari bir karardan ibaret değil; çok daha fazla boyutu ve tarafı olan bir konu bu.
İlk olarak altı çizilmesi gereken bir husus var: Taşınması planlanan okullardan Mehmet Saliha Ulaşan Sağlık Lisesi ile Mahmut Esat Anadolu Lisesi, hayırseverlerin bağışlarıyla yapılmış okullar. Bu okullar, toplumsal dayanışmanın, eğitime verilen önemin birer simgesi. Dolayısıyla bu okullarla ilgili alınacak herhangi bir karar, o okulların bağışçılarını yok sayarak alınamaz. Hem ahlaki açıdan hem de hukuki zeminde bu sürecin bağışçıların bilgisi ve onayı olmadan yürütülmesi, ciddi bir tartışma konusudur.
İkinci olarak, bu taşınma kararı yaklaşık 1.500 öğrenciyi doğrudan etkileyecek. Veliler, çocuklarını özellikle bu okullara evlerine yakın olduğu için yazdırmış. Şimdi çocuklar farklı okullara gitmek zorunda bırakılacak. Bu bir nevi “yerinden edilme” halidir. Peki, bu kadar büyük bir değişikliğe giderken velilerin rızası alınmadan, onların sesi duyulmadan karar vermek ne kadar doğrudur? Veliler arasında bu konuda ciddi bir rahatsızlık olduğu açıkça dile getiriliyor.
Unutulmaması gereken bir diğer nokta ise bu okulların sadece birer eğitim kurumu olmadığıdır. Yıllar önce mezun olan birçok kişi için bu okulların manevi bir değeri, geçmişiyle kurdukları bir bağı var. “Orası bizim okulumuzdu” diyerek çıkan sesleri, duygusal ama bir o kadar da anlamlı buluyorum. Çünkü şehirlerin hafızasında bazı binaların, bazı isimlerin yeri ayrıdır.
Netice olarak, eğitimle ilgili alınacak kararlar elbette gelişen ihtiyaçlara göre şekillenecektir. Ancak bu kararlar, yalnızca masa başında, istatistiklerle, planlamalarla alınacak kararlar değildir. İnsan unsurunu, duygusal bağları, sosyal yapıyı ve toplumsal vicdanı hesaba katmak gerekir. Bu iş, tabiri caizse “boyacı küpü”ne sokulup çıkarılacak bir mesele değildir.
Milli Eğitim Müdürü’nün bu konuda daha geniş bir istişareyle, daha mantıklı, rasyonel ve en önemlisi zamana yayılan bir planlamayla hareket etmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu işi aceleye getirmek pek yararlı olmayacak gibi görünüyor..
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.