Hayatınızda en unutamadığınız hadise nedir diye sorsalar, muhakkak başrolde bir öğretmenimin olduğu hatıramdır. On beş sene öncesine ait bir şey sorulduğunda mutlaka hatırladığım kişi öğretmenimdir. En heyecanlı olduğum anlardan birinin şahidi kesinlikle bir öğretmenim olmuştur. Ailemden sonra başlayan eğitim hayatımda aldığım öğütler mutlaka kulağıma küpe olmuştur. Uslu oturduğum, haylazlık ettiğim, çok konuştuğum, ağzımı bıçak açmayan, hemen ağladığım, hep güldüğüm çok anlarım olmuştur. Tüm bu anlarımın yine baş şahididir öğretmenim. Benim karakterimde, tiyatro oyuncusu olmam da, yazarlık yapmamla birebir alakadardır öğretmenim. Bugün bu vatanın topraklarında öğretmenlik yapan insanlara rahat rahat öğretmenlik yapmalarını sağlayan adamın da bir öğretmeni vardı. Başöğretmenim Gazi Mustafa Kemal Atatürk; onun bugün bu adına kavuşmasına da bir öğretmeni vesile olmuştur.
Tüm bunların yanında mesleğinin hakkını bu denli veren tüm öğretmenlere selam olsun. Öğretmenler günü olmasına sebep olan öğrenme meraklısı herkese de selam olsun. Selam olsun tüm öğrenicilere ve öğreticilere. Selam olsun, hepsinin yanında nasıl öğretmen olunmaması gerektiğini bizlere gösterenlere.
İlkokula başlarken yabancılık çektiğimiz, yalnız hissettiğimiz o sınıfta bizlere yalnızlığımızı hissettirmemek adına gayret gösteren öğretmenlere, ergenliğimizin en asi dönemlerinde anlayışla karşılayıp yaptığımız ayıpları örten öğretmenlerime, gençliğimin en güzel çağlarında güzel kitaplarla beni tanıştıran öğretmenlerime, selam ediyorum. Bildiği şeyleri üstenci bir tavırla anlatan bizlerin yanında, bildiği şeyleri yıllarca bilmeyenlere sabırla defalarca anlatan öğretmenlerimize selam olsun.
Belki de gelmiş geçmiş en buruk öğretmenler günü bugün. Okuldan, sınıftan, öğrenciden, beyaz tahtadan, arka dörtlüden uzak, en önde oturan çalışkan öğrencinin hayranlıkla seyre daldığı günlerden uzak ilk öğretmenler günü. Aslında bu yüzden daha çok kutlu olsun bu gün. Emeğinizin hakir görüldüğü son yıllarda; “öğretmenler de yattıkları yerden para alıyorlar” sözlerine istinaden en çok bu yıl kutlu olsun gününüz. “Pandeminin de ekmeğini öğretmenler yedi, ekran başından ders anlatıyorlar” sözlerine rağmen kutlu olsun. Oturun hepinize sıfır! Şu hayatta anlattıklarını maksimum üç kişiye dinlettirebilenlerin, bir şey öğretmenin zorluğundan bir haber kimselerin, sabır mefhumunun varlığını kendi bünyesinde ete kemiğe büründürememişlere rağmen kutlu olsun en özel gününüz. En önemlisi atanmış, atanamamış, kadrolu, kadrosuz, ücretli, sözleşmeli fark etmeksizin; öğrencisine, okuluna, sınıfına hasret duyan tüm öğretmenlerimi selamlıyorum.
Öğretmenlik mesleğini öğretmen olmamasına rağmen, diplomasız yapan anneler babalar! Benim de ilk öğretmenlerim; çocuklarını güzel yetiştiren, bunun için gayret eden, evlatlarına adanmış hayatlar, tüm annelerin ve babaların da öğretmenler gününü kutluyorum.
Hayalini kurduğumuz; pazartesi sabahları forma kontrollerine, teneffüs zillerine, kantin sıralarına, ders kaynatmaya çalışan öğrencilere, verilen ödevlerin zamanında teslimi için stresli haftalara, bağırmaktan boğazları ağrıyan öğretmenlere, ders aralarında haldır haldır soru çözümü için öğretmen öğrenci kovalamacalarına, cuma çıkışı heyecanına kavuşmak dileğiyle.
Tüm maske kontrollerinin yerini öğrenci formalarına, tüm boğaz ağrılarının covid şüphesi yerine bağırmaktan kaynaklı nedenlere bırakacağı günlere… Vuslatı bekleyen herkese pek iyi.
Öğreten kişi olmanın yükünü ve gururunu taşıyan tüm öğretmenlerime karşı saygıyla eğiliyorum.
24 Kasım Öğretmenler Gününüz Kutlu Olsun, bugünün gizli kahramanları…