İnsanlar genel tarihin sıkıcı olduğunu belirtirler. Hatta bana ne tarihte yapılanlardan ben sokağımın, caddemin, anamın ve babamın hikayesini öğrenmek isterler. Bu nedenle E devlet üzerinden soy kütüğü öğrenme sayfası tıklanma rekoru kırmıştır. Tam burada yerel tarih devreye girer. Tarih bilincinin inşası bu noktada başlar.
Seydişehir, Beyşehir ve Bozkır tarihin en eski devirlerinden itibaren birbirini tamamlayan yerleşim merkezleri olmuşlardır. Bu coğrafyaların arasındaki maddi ve manevi bağlantılar güçlü bir şekilde devam etmektedir. Bu noktaya eğilen Prof. Dr. Hüseyin Muşmal ve arkadaşı Fatih Babaoğlu bu coğrafya ile ilgili halk hikayeleri derleyen bir seri ortaya çıkardı. Serinin Akşehir ve Beyşehir ciltlerinin ardından Suğla’nın iki kardeş şehrinin yani Seydişehir ve Bozkır’ın efsaneleri de derlenmiş oldu. Kitabın ismi Makalat “ Seydişehir-Bozkır efsaneleri. Çocuk hikayesi olarak kaleme alınmış. Aynı zamanda eğitici bir kitap çünkü her hikayeden ders çıkarılmış. Hikayeler kadar ders niteliğindeki sözleri de akılda kalıcı. Değerler eğitimine de katkıda bulunuyor. Kısa ve öz. Büyüklerin de çok rahat okuyacağı nitelikte. Zaten hikayeler coğrafyamızda yaşlılar vasıtasıyla günümüze aktarılmaya devam ediyor. Çorbada bizim de tuzumuz bulunsun kabilinden bir hatırlatma. Bu tip eserlerde olayın akışına göre çizimlerde harika olur. Özellikle Seyrek Basan ve Arvan Gavuru hikayeleri film tadında. Hikayelerin özelliği de bir zamanlar yaşanmış olayların hayal gücü kullanılarak anlatılması. Olaylar gerçek ama bir miktar halk kurgusu var. Gerçeğin anlatılması olayı yerel tarihe malzeme yapıyor. Tarihçi Şerafettin Yıldız’ın iki ciltlik iz bırakan Seydişehirliler serisi ilçe halkına kendi coğrafyasında yaşayan önemli insanları tanıma fırsatı veriyor. Yıldız, dini, tıbbi, askeri ve idari alanlarda ön plana çıkan insanımızı yazıyor. Kitap şehrin kurucusu Seyit Harun ile başlayıp günümüz insanına kadar geliyor. Bu sayede aynı sokakta bir yaşadığı değerleri tanımış oluyor. Ulukapı, Araplar, Türbe camii başta olmak üzere şehir halkının bildiği mekânlara daha farklı gözle bakmalarına sebep oluyor. Tahrir defterleri, Vakıf evrakları, Şeriye Sicilleri başta olmak üzere onlarca farklı belge türü taranmış. Biyografiler özenle kaleme alınmış. Şehir halkına kendi değerleri tanıtılarak özgüvenleri artırılmaya çalışılmış. Kitap emek mahsulü… Tek tek defterler, biyografiler vs. pek çoğu bir kitaba sığacak adamları birkaç paragrafta anlatmak bana göre zor iş. İki eksi: Şerafettin Yıldız kitap günler başta olmak üzere şehir halkı ile daha sık buluşturulmalı. İnsan kaynağı bol olan Bozkırımın da bu şekilde çalışmalara acilen ihtiyacı var. Rabbim ehli ilime kuvvet versin. Selam ve dua ile
Mustafa AK
Tarih Öğretmeni
mstfknyali@gmail.com