Hakkı BALCI
Köşe Yazarı
Hakkı BALCI
 

ÖĞRETMENİN DÜNÜ, GÜNÜ, BUGÜNÜ?

Öğretmenler gününe dair yazmak istedim ancak en sevdiğim bu mesleğe dair yazacaklarımla, öğretmenlerimizin söyleyemediklerine ne kadar tercüman olurum bilemiyorum… Dolayısı ile öğretmen dostlarımla hasbıhal edip onların dilinden düşenlere sadık kalarak kelamlarını köşeme taşıma gayretinde oldum… Karınca kararınca… Sistem ve korku adreslerinin öğretmen camiasını içine soktuğu cendere maalesef yenilir yutulur cinsten değil… Dolayısı ile birkaç kelam edelim… Sürç-i lisan edersek affola… Muallimlerimizin hoşgörüsüne sığınıyoruz inşallah… Efendim; Öğretmen mi sistemi bitirdi yoksa sistem mi öğretmeni bitirdi? Sorusuna şu soru cevap mıdır? Devlet ve sistem öğretmenlerin yetiştirdiği insanların çalıştırdığı bir mekanizmanın parçasıysa Ki öyle… Bu mekanizmayı çalıştıranların bilgi birikimleri, vizyonları, misyonları, ahlaki yapıları ve ürettiklerinde öğretmenlerin sorumluluğu var mıdır, yok mudur? Yaratıcımızın insana bahşettiği tekâmül özelliğinden yola çıkarsak; Öğretmenin okuduğu kitap sayısını ikiye-üçe katlayan öğrenci profiline şahit olanımız var mı? Nerde o eski öğretmenler? Sorusuna sebep eski öğretmenlerin yaşadıkları zorluklara rağmen şikayetçi olmamaları ve bugünün öğretmenlerinden daha fedakar oluşları mıydı acaba? Zira, öfkelenir, azarlar, döver, tek ayak üstünde durdururlardı ama çok sever, çok saygı duyardık… Onlar hepimizin ışığıydı, öğreteniydi gerçekten… Peki, şimdilerde öğretmenin ışığına ihtiyaç duyan var mı? Öğretmenler; rehberlik eden mi? Her yaşta ki çocuğa dadılık eden mi? 20-30 yıl önce, “Bırak şu öğretmenini bir şeyden anladığı yok…” cümlesi hiçbir babanın ağzından çıkar mıydı? Bugün çıktığına göre; öğretmen sınıfta ve sosyal hayatta otorite olabilir mi? Bu çocuklar öğretmenine saygı duyar mı? Vahşi kapitalizm, hayat standartlarını israf düzeyinde yükseltme gayretleri, rızık telaşı, TV, internet ve diğer iletişim araçlarının bu paradoksa olumsuz katkısı göz ardı edilebilir mi? Daha yüzlerce soru ile meseleye dikkat çekebiliriz ancak sadece yukarıdaki birkaç soru, sürekli değişen müfredat, bir türlü istikrar sağlanamayan sistem, verimlilik, bilgelik ve yetenek açısından baksak geleceğe umutla bakmamız mümkün müdür? Mübalağa hakkımı kullanarak söylüyorum neredeyse her ülkenin eğitim sistemi taklit edildi, fiziki alt yapı sorunları çözülüyor, en son teknoloji uygulamaları var ancak eğitimde gelinen nokta ortada… Toplumun hiçbir kesimi tatminkâr değil, ikna olmuyor… Eğitimin bütün öğeleri irdelenip konuşulabilir ama eğitimin temeli öğretmen hammaddesi de öğrenci olduğu halde acaba eğitimin öznesi, temeli öğretmenler göz ardı mı ediliyor? Ekranlarda fırça yemiş, itibarsızlaştırılmış olmaları, kazançlarının helal olmadığının ima edilmesi acaba eğitimin temeli öğretmenleri; üzmüş, yıpratmış, gerçek rollerini unutturmuş olabilir mi? Kendilerine her dönemde bir şirket gibi maliyet hesapları üzerinden değer biçiliyor olması, verimli yada verimsiz olduklarının sürekli söylenmesi öğretmenleri bir tüccar gibi düşünmeye zorlamış olabilir mi? İnancına, sendikasına, mezhebine, siyasi görüşüne göre yöneticiliğe layık görülmeleri, taklacı sayısını artırdı mı? Liyakat esası ile doğru orantılı mıdır? Cumhurbaşkanları, başbakanlar yetiştirdiği için kendilerini önemli ve değerli hisseden öğretmenlerin ilçe teşkilatlarının milli eğitimden sorumlu üyelerine şirin görünmek zorunda bırakılmaları özgüvenlerini yitirmiş olmalarına sebep olmuş olabilir mi? Hülasası; Bugünün öğretmenine, sisteme dair binlerce soru ile farkındalık oluşturabiliriz ancak yukarda ki birkaç sorudan bile toplum ve devletin öğretmene hak ettiği değeri vermediği sonucunu çıkarabiliriz… Buna rağmen; Tavuk mu yumurtadan olur, yumurta mı tavuktan? Misali bir durum… Cidden, “öğretmenler yeni nesil sizin eseriniz olacak” diyen sistem mi öğretmenleri bitiriyor? Yoksa verimli, sağlıklı nesiller yetiştiremeyen öğretmenler mi sistemi bitiyor? Gel de çık işin içinden… GÜNÜN SÖZÜ YAZININ ÖZÜ "Anasının dindiremediğini dindiren sevgili öğretmenler; hepimiz en çok vefa borçluyuz sizlere...  Öğretmenler günü vesilesi ile küçük, büyük; cümlenizin ellerinden öperim..."          
Ekleme Tarihi: 13 Kasım 2021 - Cumartesi

ÖĞRETMENİN DÜNÜ, GÜNÜ, BUGÜNÜ?

Öğretmenler gününe dair yazmak istedim ancak en sevdiğim bu mesleğe dair yazacaklarımla, öğretmenlerimizin söyleyemediklerine ne kadar tercüman olurum bilemiyorum…

Dolayısı ile öğretmen dostlarımla hasbıhal edip onların dilinden düşenlere sadık kalarak kelamlarını köşeme taşıma gayretinde oldum… Karınca kararınca…

Sistem ve korku adreslerinin öğretmen camiasını içine soktuğu cendere maalesef yenilir yutulur cinsten değil…

Dolayısı ile birkaç kelam edelim… Sürç-i lisan edersek affola… Muallimlerimizin hoşgörüsüne sığınıyoruz inşallah…

Efendim; Öğretmen mi sistemi bitirdi yoksa sistem mi öğretmeni bitirdi? Sorusuna şu soru cevap mıdır?

Devlet ve sistem öğretmenlerin yetiştirdiği insanların çalıştırdığı bir mekanizmanın parçasıysa Ki öyle… Bu mekanizmayı çalıştıranların bilgi birikimleri, vizyonları, misyonları, ahlaki yapıları ve ürettiklerinde öğretmenlerin sorumluluğu var mıdır, yok mudur?

Yaratıcımızın insana bahşettiği tekâmül özelliğinden yola çıkarsak; Öğretmenin okuduğu kitap sayısını ikiye-üçe katlayan öğrenci profiline şahit olanımız var mı?

Nerde o eski öğretmenler? Sorusuna sebep eski öğretmenlerin yaşadıkları zorluklara rağmen şikayetçi olmamaları ve bugünün öğretmenlerinden daha fedakar oluşları mıydı acaba?

Zira, öfkelenir, azarlar, döver, tek ayak üstünde durdururlardı ama çok sever, çok saygı duyardık… Onlar hepimizin ışığıydı, öğreteniydi gerçekten…

Peki, şimdilerde öğretmenin ışığına ihtiyaç duyan var mı? Öğretmenler; rehberlik eden mi? Her yaşta ki çocuğa dadılık eden mi?

20-30 yıl önce, “Bırak şu öğretmenini bir şeyden anladığı yok…” cümlesi hiçbir babanın ağzından çıkar mıydı? Bugün çıktığına göre; öğretmen sınıfta ve sosyal hayatta otorite olabilir mi? Bu çocuklar öğretmenine saygı duyar mı?

Vahşi kapitalizm, hayat standartlarını israf düzeyinde yükseltme gayretleri, rızık telaşı, TV, internet ve diğer iletişim araçlarının bu paradoksa olumsuz katkısı göz ardı edilebilir mi?

Daha yüzlerce soru ile meseleye dikkat çekebiliriz ancak sadece yukarıdaki birkaç soru, sürekli değişen müfredat, bir türlü istikrar sağlanamayan sistem, verimlilik, bilgelik ve yetenek açısından baksak geleceğe umutla bakmamız mümkün müdür?

Mübalağa hakkımı kullanarak söylüyorum neredeyse her ülkenin eğitim sistemi taklit edildi, fiziki alt yapı sorunları çözülüyor, en son teknoloji uygulamaları var ancak eğitimde gelinen nokta ortada… Toplumun hiçbir kesimi tatminkâr değil, ikna olmuyor…

Eğitimin bütün öğeleri irdelenip konuşulabilir ama eğitimin temeli öğretmen hammaddesi de öğrenci olduğu halde acaba eğitimin öznesi, temeli öğretmenler göz ardı mı ediliyor?

Ekranlarda fırça yemiş, itibarsızlaştırılmış olmaları, kazançlarının helal olmadığının ima edilmesi acaba eğitimin temeli öğretmenleri; üzmüş, yıpratmış, gerçek rollerini unutturmuş olabilir mi?

Kendilerine her dönemde bir şirket gibi maliyet hesapları üzerinden değer biçiliyor olması, verimli yada verimsiz olduklarının sürekli söylenmesi öğretmenleri bir tüccar gibi düşünmeye zorlamış olabilir mi?

İnancına, sendikasına, mezhebine, siyasi görüşüne göre yöneticiliğe layık görülmeleri, taklacı sayısını artırdı mı? Liyakat esası ile doğru orantılı mıdır?

Cumhurbaşkanları, başbakanlar yetiştirdiği için kendilerini önemli ve değerli hisseden öğretmenlerin ilçe teşkilatlarının milli eğitimden sorumlu üyelerine şirin görünmek zorunda bırakılmaları özgüvenlerini yitirmiş olmalarına sebep olmuş olabilir mi?

Hülasası;

Bugünün öğretmenine, sisteme dair binlerce soru ile farkındalık oluşturabiliriz ancak yukarda ki birkaç sorudan bile toplum ve devletin öğretmene hak ettiği değeri vermediği sonucunu çıkarabiliriz…

Buna rağmen; Tavuk mu yumurtadan olur, yumurta mı tavuktan? Misali bir durum…

Cidden, “öğretmenler yeni nesil sizin eseriniz olacak” diyen sistem mi öğretmenleri bitiriyor? Yoksa verimli, sağlıklı nesiller yetiştiremeyen öğretmenler mi sistemi bitiyor?

Gel de çık işin içinden…

GÜNÜN SÖZÜ YAZININ ÖZÜ

"Anasının dindiremediğini dindiren sevgili öğretmenler; hepimiz en çok vefa borçluyuz sizlere...  Öğretmenler günü vesilesi ile küçük, büyük; cümlenizin ellerinden öperim..."

 

 

 

 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve toroslargazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.