Her platformda ve aşağı yukarı her yazımın içindeki isimlerden yola çıkarak bana siyasi bir gömlek biçmeyin, haksızlık edersiniz diyorum ama biçiyorsunuz…
Biçin ulan…
Ne yaparsanız yapın hiçte umurumda değilsiniz…
Çünkü netim…
Çünkü yazılarımda hata yapma ihtimali olan bir kul…
Çünkü kendiyle barışık, ilkeleri oluşmuş bir bireyim…
Hiçbir ideolojik sıfatlamanın tesiri ile tavır almam…
Hesap yapmam… Toplar çarpar, çıkarır, bölerim ama muhtemel sonuçlarına göre değil, dört işlemi yeni öğrenen ilkokul talebesi saflığından çıkmam…
Buyurun hangi raf uygunsa sizin için beni o rafa koyun… Sağcı milis, solcu falanjist, komünist, faşist, şeriatçı, nereye koyarsanız koyun…
Elinizde patlayacak bombayı mı sakınacağım sizden, kirli emellerinize hangi zaman hangi zeminde lazım isem kullanın…
Bu dünyadan torun ve onurlu bir nihayetten başka bir beklentisi olmayan birisine işlemez bunlar…
Kimseye şirin görünmek gibi bir derdim yok… Birilerini rencide edici cümleler kurarak diğerine fayda sağlayacak sözcüklerimde yok…
Eleştiriye açık Seydişehirli tabiri ile oku doğrultusu harfler, sözler, ve cümleler gani elhamdülillah…
Öncelikle belirteyim şu irin deposu sosyal medya çirkinleri var ya; işte onlar kendi pislikleri içinde boğulup gidecek… İki ucu b*klu deynekleri ile etrafa saçtıkları pislikten paylarına ne düşerse onu alacak ve gün gelecek itibarsızlaşacaklar…
Kendi çalıp kendi oynayan fosseptik ağızlı bu müfteriler hangi tarafın deynekçisi olursa olsun 31 Mart akşamı kazanan tarafta görünseler de; süreç onları bir gün gelecek mutlaka yalnızlaştıracak…
Asıl olan bu dallamaların ne yaptığından çok kimin lehine iftira atan, yalan yazan müfterilere, adayların ve kurmaylarının ne yaptığıdır…
Dört adaydan hiç birisinin cevaz vermeyeceği kanaatimi belirtmekle birlikte; hülyası, rüyası b*k olan bu pervasız fitne pazarına kim sessiz kalıp ikazı borç bilmezse bundan kesinlikle olumsuz etklenecek…
Günümüz Türkiye’sin de artık gazete manşetleri seçim sonuçlarını belirleyecek dördüncü kuvvet ve ana unsur değildir…
Dejenerasyondan payını en çok almış, manipülasyonlara zemin hazırlayan, gazetecilikten çok tetikçilik yapanların size yemin ediyorum tek oy faydaları olmayacak… Üstüne üstlük kaybettirecekler…
Bugün itibari ile 31 Mart yerel seçim sonuçlarına dair değerlendirmeler, adayların liyakati üzerinden değil seçim sürecinin başından beri zuhur eden olaylar üzerinden yapılmaktadır…
Hangi olay olursa olsun; her mahallede farklı manalar yüklenip değiştirilerek sunulsa da hiçbir olay dedikodu malzemesi olmaktan, ayrıştırma, fitne ve fesat oluşturmaktan öte gitmeyecek ve bu nahoş ahvalin seçim sonuçlarına olumlu ya da olumsuz etkileri cüz-i miktarda olacak…
Hülasası;
Seçim sonuçlarını;
Ülke bazında; Milletin cebine, geçimine yansıyan reel ekonomi…
Seçim sürecinde gündem oluşturacak suni ve merkezi manüpilasyonlar, atraksiyonlar…
İlçe bazında; itidali elden bırakmayan, goygoyculara fırsat veren ya da vermeyen aday refleksleri…
Sosyal medya silahşorlarının dozajı ayarlayamayan müptezelleri…
Ve hepsinden önemlisi; ulaşılması en zor angajmanlı sessiz seçmen kitlesi ve kararsızlar belirleyecek…
GÜNÜN SÖZÜ YAZININ ÖZÜ
“Bir ülkenin vatandaşları birbirinden nefret eder hale geldiği zaman ortaya çıkacak tablo; Bakınız SURİYE…”