NE ZAMAN KAYBETTİK?
<p>Ömrünüzün hiçbir döneminde, hatta; ‘bittim’ dediğiniz ve bir reflekse çekip gitmek istediğiniz anlar da bile böyle kapalı kalmadık değil mi?<br />
Hiç aklınıza gelir miydi? Evinizin bir gün kendinize hapishane olabileceği? Hem de küçücük bir bilinmeyenden korkarak…<br />
Sıkıldık değil mi!<br />
Ne olacağı da belli değil üstelik…<br />
Dumura uğradı beynimiz… <br />
Öfke vezir-i azam, akıllar firar da…<br />
Peki, neler düşünüyoruz?<br />
Neler geçiyor deruninizden?<br />
Çocukluğumuz mu, gençliğimiz mi, evlendiğimiz an mı,çocukların büyüyüp adam oldukları mı, bir offf çekerek yılların ne çabuk geçtiği mi?<br />
Harbiden söyleyin… Kaç kanepe değiştirdiniz? <br />
Algı yönetimi aparatlarınızda kaç kanal gezdiniz?<br />
A Haber’de takılıp ‘vatan haini bunlar’ diye haykırdığınız oldu mu?<br />
Halk Tv’ye saplanıp birden ayaklandınız ve ‘Türkiye laiktir laik kalacak’ diye bağırdığınız oldu mu hiç?Kaç vatan haini, kaç örümcek kafa, kaç nefret peydah ettiniz?<br />
Türkiye gerçeklerini ezberinize, çağdaşlığı dilinize dolayıp kalbinizi unutmuş olabilir misiniz? <br />
Hiç muhakeme yapma fırsatı bulabildiniz mi?<br />
Yoksa laylaylom bir kanalda; Ankaralı Turgut’tan ‘borcumuz yok ona buna ölürüz icabında’ şarkısını gerdan kırarak dinlemekle mi geçiyor vaktiniz?<br />
Bir dostu aradınız mı?<br />
Bir vefaya yelken açtınız mı?<br />
Kaç büyüğe gönül dergahınızda olduğunu hissettirdiniz?<br />
Bugün kaç hasleti daha devirdiniz? <br />
Yoksa umursamıyor musunuz hiçbir şeyi?<br />
Korkuyor musunuz Covit19’dan, yoksa korkmuyor musunuz?<br />
‘Elle gelen düğün bayram…’ diyenlerden misiniz?Sizde mi Başkalarının acısı üzerinden ferahlıyorsunuz?<br />
Başınız ağrısa herkesin başının ağrımasını isteyecek kadar bedbaht mısınız?<br />
Yoksa ‘Allah düşmanıma bile vermesin’ diyebilecek kadar iyimser misiniz?<br />
Soruyor musunuz kendinize?<br />
Şöyle hafiften hafiften yokluyor musunuz kendinizi?Yoksa bütün günahlarınızın eteğinize dökülmesinden mi çekiniyorsunuz?<br />
Hangi selamı vermekten kaçındınız, kime günaydın dememek, geçmiş olsun, Allah cennette kavuştursun, nasılsın, çocuklar da afiyette mi, bir sıkıntı mı var, yapabileceğim bir şey var mı?dememek için gözünüzü kaçırdınız?<br />
Kimin hakkını yediniz, hangi kavramların içini boşaltıp bencilliklerinizi doldurdunuz?<br />
Bugünler de Fussilet suresini okudunuz mu hiç?Şayet okumuşsanız; Covid19’u yazıldığı şekliyle mi aradınız?<br />
Sadece 10 dakika sürer, üşendiniz değil mi? <br />
Ya da sıkıldınız…<br />
Zaman sizin için çok önemli değil mi?<br />
Sahi nereye gideceksiniz?<br />
Bu acele niye, bu telaş neye?<br />
Geldiğimiz anın, dünyanın bugünkü halinin farkında mısınız?<br />
Kaçışınızın yeni bir çaresizliğe doğru olduğunu hala idrak edemediniz mi?<br />
Şimdi burada ara verin…<br />
Fussilet 50. Ayeti okuyun. Hatta 46. Ayeti okumadan 50. Ayete geçmeyin. <br />
Elle gelen düğün bayram değilmiş gördün mü?<br />
Başını ellerinin arasına koy, aklınla düşün, kalbinle konuş…<br />
Kaybettik değil mi dostum?<br />
Peki, ne zaman kaybettik?<br />
Biz ‘adam gibi adam olmayı sözcüklere hapsettiğimizde kaybettik.<br />
Adaleti, hakkı, hakkaniyeti, liyakati, sadece seçim zamanlarında kullanılan süslü sözcüklere mahkûm ettiğimizde kaybettik.<br />
Güçlüyü haklı olana tercih ettiğimizde kaybettik.<br />
Daha dindar olmayı, ya da gözükmeyi,Takva takılmayı marifet bilip, önce insan olmayı unuttuğumuzda kaybettik.<br />
Yetimin, hakkını yemedik diye övündük yiyene sustuğumuzda, Öksüzün başını okşayıp edebiyatını yaptığımızda kaybettik.<br />
İslami hassasiyetlerimiz arttı zannettik,İnsani değerlerimizin yer ile yeksan oluşunu görmezden geldiğimizde kaybettik. <br />
Cenneti seccade pazarına indiren işportacılar çoğaldığında,Ucuz seccade kuyruğunda cenneti satın alırken kaybettik.<br />
Daha iyi evlerde oturduk, daha iyi arabalara bindik, mükellef sofralarının en başına kurulduk.<br />
Dini sohbetlerimizi demli çayların arasına sıkıştırıp bütün kavramları kavga ettirirken; vahyi göz ardı edip, Musaf’ı duvarda unuttuk.<br />
Sağ ellerimizle Allah kitap, sünnet, Vatan millet Sakarya,Sol ellerimizle; İşçi köylü el ele yaşasın proletarya sloganlarını haykırırken,Kapitalizmin, Siyonizm’in aklımıza, ruhumuza, cebimize, tenimize, evimize, aşımıza girişine ruhsat verdiğimizde kaybettik.<br />
Dibimizde ki metruk evde, tencere kaynıyor mu kaynamıyor mu, ocağın tütüp tütmediğinden bihaber olduğumuz da kaybettik.<br />
Hala; Covid19 virüsüne mi suç isnat ediyoruz?<br />
2020 uğursuz geldi de ondan mı kaybettik.<br />
Ruhumuzla kenetlendiğimiz TV dizilerinin en heyecanlı yerinde yanı başımızda oturan evladımıza ‘dersine çalıştın mı’ demeyle eğittiğimizi zannederek kaybettik.<br />
Biz evladımıza Akşam Seddin olabildik mi kendimizi sorgulamadan, haddimizi aşıp Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın diyerek kaybettik.<br />
Lüks araçlarımızdaki ufak bir çiziği; yüreğimizdeki ve insanlığımızdaki derin yaralardan fazla önemsediğimizde kaybettik.<br />
Yalanı, gıybeti, kul hakkına riayeti kanıksadık, tövbeleri dualar arasına sıkıştırıp tevekkülü ucuza kapattık sevinciyle kaybettik…<br />
Sözcükleri kalbimize hapsettiğimizde kaybettik.Bütün hasletlerimizi birer birer azalttık.<br />
Sahteliğin adını İlmi siyaset koyduk.<br />
“Biraz da mürai olmak lazım canım” dedik, İkiyüzlülüğümüze, sahtekârlığımıza, riyakârlığımıza, zafiyetlerimize, kötülüklerimize meşruiyet kazandırmak için başkalarının kötülüğünü anlatırken kaybettik…<br />
Fıtratımıza biçilen deli gömleklerini yırtıp atmak yerine, ‘Aslında delilik fena bir şey de değilmiş” demeye başlayınca kaybettik. <br />
Biz kendimizi kazanıyoruz diye kandırırken,hakikatte kaybettik…<br />
Biz burnumuzdaki kıldan,<br />
Biz imtiyazlardan, Kibriyalardan kaybettik...<br />
Biz Covid19’a değil insanlığımıza kendimize yenildik.<br />
Biz;Komşumuz açken gayet de tok yattık.<br />
Vicdan sızlatan adama haber diye baktık.<br />
Herhangi bir yerde herhangi bir insan üşüyordu, sıcak yatağımızda umursamadan yattık.<br />
Çünkü; yüzde yüz insan, yüzde doksan dokuz Müslümandık…</p>
Ekleme
Tarihi: 13 Kasım 2021 - Cumartesi
NE ZAMAN KAYBETTİK?
<p>Ömrünüzün hiçbir döneminde, hatta; ‘bittim’ dediğiniz ve bir reflekse çekip gitmek istediğiniz anlar da bile böyle kapalı kalmadık değil mi?<br />
Hiç aklınıza gelir miydi? Evinizin bir gün kendinize hapishane olabileceği? Hem de küçücük bir bilinmeyenden korkarak…<br />
Sıkıldık değil mi!<br />
Ne olacağı da belli değil üstelik…<br />
Dumura uğradı beynimiz… <br />
Öfke vezir-i azam, akıllar firar da…<br />
Peki, neler düşünüyoruz?<br />
Neler geçiyor deruninizden?<br />
Çocukluğumuz mu, gençliğimiz mi, evlendiğimiz an mı,çocukların büyüyüp adam oldukları mı, bir offf çekerek yılların ne çabuk geçtiği mi?<br />
Harbiden söyleyin… Kaç kanepe değiştirdiniz? <br />
Algı yönetimi aparatlarınızda kaç kanal gezdiniz?<br />
A Haber’de takılıp ‘vatan haini bunlar’ diye haykırdığınız oldu mu?<br />
Halk Tv’ye saplanıp birden ayaklandınız ve ‘Türkiye laiktir laik kalacak’ diye bağırdığınız oldu mu hiç?Kaç vatan haini, kaç örümcek kafa, kaç nefret peydah ettiniz?<br />
Türkiye gerçeklerini ezberinize, çağdaşlığı dilinize dolayıp kalbinizi unutmuş olabilir misiniz? <br />
Hiç muhakeme yapma fırsatı bulabildiniz mi?<br />
Yoksa laylaylom bir kanalda; Ankaralı Turgut’tan ‘borcumuz yok ona buna ölürüz icabında’ şarkısını gerdan kırarak dinlemekle mi geçiyor vaktiniz?<br />
Bir dostu aradınız mı?<br />
Bir vefaya yelken açtınız mı?<br />
Kaç büyüğe gönül dergahınızda olduğunu hissettirdiniz?<br />
Bugün kaç hasleti daha devirdiniz? <br />
Yoksa umursamıyor musunuz hiçbir şeyi?<br />
Korkuyor musunuz Covit19’dan, yoksa korkmuyor musunuz?<br />
‘Elle gelen düğün bayram…’ diyenlerden misiniz?Sizde mi Başkalarının acısı üzerinden ferahlıyorsunuz?<br />
Başınız ağrısa herkesin başının ağrımasını isteyecek kadar bedbaht mısınız?<br />
Yoksa ‘Allah düşmanıma bile vermesin’ diyebilecek kadar iyimser misiniz?<br />
Soruyor musunuz kendinize?<br />
Şöyle hafiften hafiften yokluyor musunuz kendinizi?Yoksa bütün günahlarınızın eteğinize dökülmesinden mi çekiniyorsunuz?<br />
Hangi selamı vermekten kaçındınız, kime günaydın dememek, geçmiş olsun, Allah cennette kavuştursun, nasılsın, çocuklar da afiyette mi, bir sıkıntı mı var, yapabileceğim bir şey var mı?dememek için gözünüzü kaçırdınız?<br />
Kimin hakkını yediniz, hangi kavramların içini boşaltıp bencilliklerinizi doldurdunuz?<br />
Bugünler de Fussilet suresini okudunuz mu hiç?Şayet okumuşsanız; Covid19’u yazıldığı şekliyle mi aradınız?<br />
Sadece 10 dakika sürer, üşendiniz değil mi? <br />
Ya da sıkıldınız…<br />
Zaman sizin için çok önemli değil mi?<br />
Sahi nereye gideceksiniz?<br />
Bu acele niye, bu telaş neye?<br />
Geldiğimiz anın, dünyanın bugünkü halinin farkında mısınız?<br />
Kaçışınızın yeni bir çaresizliğe doğru olduğunu hala idrak edemediniz mi?<br />
Şimdi burada ara verin…<br />
Fussilet 50. Ayeti okuyun. Hatta 46. Ayeti okumadan 50. Ayete geçmeyin. <br />
Elle gelen düğün bayram değilmiş gördün mü?<br />
Başını ellerinin arasına koy, aklınla düşün, kalbinle konuş…<br />
Kaybettik değil mi dostum?<br />
Peki, ne zaman kaybettik?<br />
Biz ‘adam gibi adam olmayı sözcüklere hapsettiğimizde kaybettik.<br />
Adaleti, hakkı, hakkaniyeti, liyakati, sadece seçim zamanlarında kullanılan süslü sözcüklere mahkûm ettiğimizde kaybettik.<br />
Güçlüyü haklı olana tercih ettiğimizde kaybettik.<br />
Daha dindar olmayı, ya da gözükmeyi,Takva takılmayı marifet bilip, önce insan olmayı unuttuğumuzda kaybettik.<br />
Yetimin, hakkını yemedik diye övündük yiyene sustuğumuzda, Öksüzün başını okşayıp edebiyatını yaptığımızda kaybettik.<br />
İslami hassasiyetlerimiz arttı zannettik,İnsani değerlerimizin yer ile yeksan oluşunu görmezden geldiğimizde kaybettik. <br />
Cenneti seccade pazarına indiren işportacılar çoğaldığında,Ucuz seccade kuyruğunda cenneti satın alırken kaybettik.<br />
Daha iyi evlerde oturduk, daha iyi arabalara bindik, mükellef sofralarının en başına kurulduk.<br />
Dini sohbetlerimizi demli çayların arasına sıkıştırıp bütün kavramları kavga ettirirken; vahyi göz ardı edip, Musaf’ı duvarda unuttuk.<br />
Sağ ellerimizle Allah kitap, sünnet, Vatan millet Sakarya,Sol ellerimizle; İşçi köylü el ele yaşasın proletarya sloganlarını haykırırken,Kapitalizmin, Siyonizm’in aklımıza, ruhumuza, cebimize, tenimize, evimize, aşımıza girişine ruhsat verdiğimizde kaybettik.<br />
Dibimizde ki metruk evde, tencere kaynıyor mu kaynamıyor mu, ocağın tütüp tütmediğinden bihaber olduğumuz da kaybettik.<br />
Hala; Covid19 virüsüne mi suç isnat ediyoruz?<br />
2020 uğursuz geldi de ondan mı kaybettik.<br />
Ruhumuzla kenetlendiğimiz TV dizilerinin en heyecanlı yerinde yanı başımızda oturan evladımıza ‘dersine çalıştın mı’ demeyle eğittiğimizi zannederek kaybettik.<br />
Biz evladımıza Akşam Seddin olabildik mi kendimizi sorgulamadan, haddimizi aşıp Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın diyerek kaybettik.<br />
Lüks araçlarımızdaki ufak bir çiziği; yüreğimizdeki ve insanlığımızdaki derin yaralardan fazla önemsediğimizde kaybettik.<br />
Yalanı, gıybeti, kul hakkına riayeti kanıksadık, tövbeleri dualar arasına sıkıştırıp tevekkülü ucuza kapattık sevinciyle kaybettik…<br />
Sözcükleri kalbimize hapsettiğimizde kaybettik.Bütün hasletlerimizi birer birer azalttık.<br />
Sahteliğin adını İlmi siyaset koyduk.<br />
“Biraz da mürai olmak lazım canım” dedik, İkiyüzlülüğümüze, sahtekârlığımıza, riyakârlığımıza, zafiyetlerimize, kötülüklerimize meşruiyet kazandırmak için başkalarının kötülüğünü anlatırken kaybettik…<br />
Fıtratımıza biçilen deli gömleklerini yırtıp atmak yerine, ‘Aslında delilik fena bir şey de değilmiş” demeye başlayınca kaybettik. <br />
Biz kendimizi kazanıyoruz diye kandırırken,hakikatte kaybettik…<br />
Biz burnumuzdaki kıldan,<br />
Biz imtiyazlardan, Kibriyalardan kaybettik...<br />
Biz Covid19’a değil insanlığımıza kendimize yenildik.<br />
Biz;Komşumuz açken gayet de tok yattık.<br />
Vicdan sızlatan adama haber diye baktık.<br />
Herhangi bir yerde herhangi bir insan üşüyordu, sıcak yatağımızda umursamadan yattık.<br />
Çünkü; yüzde yüz insan, yüzde doksan dokuz Müslümandık…</p>
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.