Siz hassasiyetlere ne kadar dikkat ederseniz edin, kalbinizi, aklınızı ve dilinizi istediğiniz kadar insani kullanın…
Emin olun!
Yaşamını iyi niyet çerçevesinde yürüten insanlar hep saldırılara maruz kalırlar.
Aklımın almadığı şey ise bu saldırıların temel sebebinin haset oluşu…
Neden haset yapar insanlar? Neden bölüşmezler hayatı?
Enteresandır!
Çünkü haset önce haseti edeni huzursuz eder…
Lakin…
Ürettikçe hasetin dozajını da her geçen gün artırıyorlar…
Siz hassasiyetlere ne kadar dikkat ederseniz edin farketmez…
Kalbinizi, aklınızı ve dilinizi istediğiniz kadar insani kullanın…
Hiç farketmez…
Öyle ya!
Bu hayatı biz devire devire geldik bugünlere… Boşuna yürümedik bütün yollarını….
Ne patikalar aştık.
Ne yokuşlar tırmandık. Yorulduk, hırpalandık belki ama ayaktayız hamd olsun…
Ayakta kalacağız…
Yaşamını iyi niyet çerçevesinde yürüten insanlar hep saldırılara maruz kalırlar.
Bilmiyorlar ki!
Tehlikenin büyüdüğü yerde devasa çarelerde vardır…
Bilmiyorlar ki!
Fırtınalar duruş sahiplerini, ayakta kalma gayreti olanları, iyi niyeti hırpalar belki ama asla savuramaz….
Şunu biliyorlar ki!
Geride kalanlar, ya bir akıntıya kapılıp sürüklenip giderler ya da bir daraz esintisiyle süpürülüp giderler…
Bu kaçınılmaz bir gerçektir..
Bu engebeli, hengameli yollarda tek korkum ise; kopan fırtınalara, darazlara, onca kasırgaya direniyor olmamıza rağmen küçücük bir öfkeye mağlup olmak…
Öfkeyle mukabele etmek…
Aklın firarına sebep olmak…
Öyle ya!
Bu hayatı biz devire devire geldik bugünlere… Boşuna yürümedik bütün yollarını….
Ne patikalar aştık.
Ne yokuşlar tırmandık.
Yorulduk, hırpalandık belki ama
Ayaktayız hamd olsun…
Ayakta kalacağız inşallah…
“İnsanlığımızsa bizi yoran,
Yorulmaya devam…”