Efendim, gerek katkı malzemeleri gerek pişirme usulü açısından normal pilavdan hiçbir farkı olmayan temcit pilavını yeniden ısıtıp sunacağım izninizle…
Temcit pilavı; Ramazan ayında sahurda pilav yapmak zaman aldığı ve uykuyu fazlasıyla böldüğü için akşamdan yapılıp sahur vakti ısıtılarak yenen pilava verilen bir isim…
Yani yine konu; hastane lafı çok uzatmayacağım.
Çünkü, yeterince sorunları ve çözümleri üzerinde durduk. Her olumsuzluğu konuştuk. Yazdık durduk.
İlgilerine subliminal mesajlarla ya da aleni olarak, kamuoyunun da bildiği eksikleri yansıtmaya çalıştık.
Amaç; ilçemizin hastanesine bulunduğumuz noktadan yardımcı olmak. Meseleyi canlı tutmak.
Şimdi ölçüp biçme zamanı.
Hani bir fıkra var 4. Eşinden boşanacak olan bayana hakim; “kardeşim birinci kocan hırsızdı ben boşadım, ikinci kocan alkolikti ben boşadım üçüncü kocan darp ediyordu ben boşadım. Dördüncü kocandan neden boşanıyorsun…”
Bayan cevap verir: efendim biz evleneli üç yıl oldu her gün bir tarif yapar, emirler verir, sağa dön, sola dön der ama aradan geçen 3 yıla rağmen hala halvet olamadık’
Yani bu hale düşecek açıklamalar yazmalar çizmeler geçer akçe değildir.
Madem koca koca totemlere çorba çeşitlerini vermiş çorba var demişsin bana mercimek değil. Paça lazım kelle lazım bamya lazım…’
Türkiye’nin bütün hastanelerinde halkın bağışları ile kazandırılmış hayati değeri olan cihazlar, tam teşekküllü müşahade salonları, vesaire var.
Taşın altına elimizi hepimiz sokmalıyız. Hastanemizin eksiklerine bir şekilde katkı da bulunmalıyız.
Şu anda güven veren bir başhekime kavuşan hastanemize katkı sağlamalıyız.
Peki nasıl?
Oluşturulacak bir ekiple bütün işadamlarımız, sivil toplum kuruluşlarımız, siyaset kurumlarımız, muhtarlarımız, kaymakamımız ve Belediye Başkanımız önderliğinde eksik cihaz, mefruşat gibi hayati öneme sahip daha bir çok eksiği giderebiliriz.
Bu bir kampanyaya dönüştürülebilir ve sorumluluk duygusu ile bizlerde karınca kararınca faydalı bir eyleme imza atmış oluruz.
Sevap adına insanlık adına….