Hicri 61, Miladi 680. Hicri yıla göre Muharrem ayının ilk günü. Tarihin şahitlik ettiği en hazin hadiselerden biri yaşandı. Kardeşin kardeşi öldürdüğü, dinlerin doğup imparatorlukların battığı Mezopotamya coğrafyası tarihi bir olaya şahitlik edecekti.
Kerbela; Adnan Demircan hocanın kitabına verdiği isimde olduğu gibi Keder ve Bela. Öncesi ve sonrası kimin haklı olduğu yargılamak bize düşmez. Ama siyaset insanları bu noktaya getirmişti. Hz. Hüseyin bir dava için yollara düşmüştü. İlk kazığı da “kendisine sahip çıkma sözü veren ama Kerbela’da sessiz kalanlardan” yiyecekti. Dönmek isteyecek, beni sürün kâfirlerin kılıcıyla öleyim diyecek ama dikkate alan olmayacaktı. En sonunda hazin olay yaşanacak ve İslam peygamberinin torunu şehit olacaktı. Öldürenin dini, mezhebi, kabilesi ve siyaseti bugün kimse tarafından bilinmiyor. Tarih unutmaz ama insanların vicdanı Hz. Hüseyin beraberindekileri katledenleri unutulmaya mahkum etti.
Bu olaydan sonra birileri çıkıp “Ah Hüseyin Vah Hüseyin senin kanın yerde kalmamalı demeye başladılar. Tarih bunları Tevvabin Hareketi olarak yazdı. Bizim kaynaklar adını pek anmazlar. Süleyman bin Surad, Hz. Hüseyin’i Kerbela’ya çağırıp sonra yanında durmayanlardan biriydi. Ama vicdanı ile yüzleşti. Yaptığının farkına vardı. Pişman olup Tövbekârlar Hareketini kurdu. Hz. Hüseyin’i şehit edenlerden intikam almaya kararlıydı. Emevi valisi Ubeydullah bin Ziyad ile Tevvabin Hareketi arasındaki mücadeleyi vali kazanmıştı. Süleyman ve beraberindeki arkadaşları öldürüldüler. İslam tarihindeki böyle bir rol üstlenen grup tarihe karışmış oldu.
Tevvabin; elinden gelecek bir hayır veya mücadele varken bundan kaçan insanı simgeler. Meselesi az ya da çok yaşamak değildir. Bir şekilde olana ses çıkarmayan veya neticelerini göremeyen insan tipidir. İşler geri dönülmez hale gelince elimden geleni geç olsa da yapayım diyen vicdanın sesidir. Kar zarar açısından bakmaz. O şekilde baksaydı; Hz. Hüseyin şehit edilince Ubeydullah’ın has dostu olur ve Hz. Hüseyin’ e küfür ederdi. Her şeyden önemlisi cesareti bir şekilde bastırılan Mümin tipiydi. El hasıl elinde güç varken haksızlığa ses veremedi. Ama olan bitenden kendini sorumlu tutan bir karakterdi. Ne yaparsak yapalım bir mazlum haksızlığa uğrarsa tepkimiz kalben buğz etmekten bir adım ötesi olsun. Yeni Kerbela’lar ve yeni Hüseyinlerimiz olmasın.
Selam ve dua ile
Mustafa AK
Seydişehir AİHL Tarih Öğretmeni
mstfknyali@gmail.com