Süleyman SAYAN
Köşe Yazarı
Süleyman SAYAN
 

BU DURUM JUANMA LİLLO’NUN ESERİ!

Birçoğumuz, Juanma Lillo ismini Guardiola ile duymuştur. Futbolu dahilik ile delilik arasında yaşayan Lillo, yeteneklerinin futbolcu olmaya yeterli olmadığını düşünerek, henüz 17 yaşında antrenör olmaya karar verdi. Ama onu diğerlerinden ayıran en büyük özellik, çalıştırdığı takımlar ve kaldırdığı kupalar değil,10 numaraların katili sistemin mucidi olmasıdır. Tabi ki 4-2-3-1 sisteminden bahsediyorum. Hemen her ülkede, her ligde, karşımıza çıkan 4-2-3-1 sistemi modern futbolun ana diziliş planlarından biri haline geldi. Fikrin çıkış noktası fazladan 1 savunma oyuncusuydu. Fakat sistem o kadar gelişti ki, çift 6 ile oynayınca takım otobüsünü çekmekten farksız olurken, 6 ve 8 birlikte oynayınca daha efektif bir oyun ortaya çıktı. Öyle ki futbolun en kıymetli oyuncuları, bir zamanlar yüzüne bakılmayan, oyunun iki yönünü de oynayabilen 6’lar 8’ler oluvermişti. Direkt hücum bazlı oynayanlar çift 8 ile aynı dizilişi kullanırken, 10 numaralar yavaş yavaş tarihe karıştı. Artık ya oyunun iki yönünü de enfes oynayan bir on numara yâda başka dünyalara aitmişçesine yetenekli bir on numara değilseniz bu düzene ayak uydurmanız neredeyse imkânsız hale geliyordu. Artık kaliteli her takımda, kaliteli bir 10 numara olur sözü de 2000’lerin başlarında tarih sayfalarında kalmıştı… Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de en çok tercih edilen sistemlerin başında 4-2-3-1 bulunuyor. Takımlar aynı diziliş benzer oyuncularla sahada olunca, ya Ekstra yetenekli oyunlar ve duran toplar devreye giriyor ya da bireysel hatalar. Konyaspor’un Gaziantep maçının ilk yarısında, her ne kadar mücadele üst düzey de olsa, birkaç pozisyon dışında keyifsiz bir maç daha izliyorduk. Ülkemizdeki futbol adamlarının temel mantalitesi içerde oynuyorsa, biraz daha fazla topa sahip olup, bir gol atıp geriye yaslanmak, rakip beraberlik için bastırdığında, 3.stoperi sokup kontraya çıkmakken, deplasmanda ise, orta alanda biraz ısırıp, topu rakibe verip kontraya çıkmak gol yersen doldur boşalt şeklinde geçiyor. Oyuncu yapıları benzer, sistemler aynı olunca hemen hemen bütün maçlarda seyir zevki unutulmuş, skor odaklı bir anlayış hâkim olmuş durumda bulunuyor. Haliyle ekonomik durumlar ve zaten yüksek olan bilet fiyatları stadyumların boş kalmasını sağlıyor.  O yüzden biraz farklı düşünen, değişik varyasyonlar deneyen takımlar ve hocalar hemen diğerlerinden sıyırılıyor. Onlara diyoruz ki ne kadar güzel, göze hoş gelen futbol oynattırıyor.   Bernardoni’nin yan topları gerçekten skandal! Bu konuda ciddi çalışma yapması gerekiyor. Bu hafta şans bizden yanaydı ki bir patlarsa büyük patlar! İtanje’den beri yan toplarımız hiç bu kadar skandal olmamıştı. Yan toplar, yaş kaç olursa olsun geliştirilebilir.  Bu konuda, saçma sapan bir gol yemeden önlem alınmalı! Cikaleshi gerçekten takıma varını yoğunu veriyor. Fakat acil olarak forvet ihtiyacımız var. Tek başına olacak iş değil, bu tempoya hem yaşı hem fiziği uygun değil sakatlık kapıda! Öte yandan Sokol’un birinci golde ki asisti şöyle dursun, topu salması büyük işti. Mihaylak’ın derslik niteliğinde 2 pozisyonu var 7 metre kalede abanarak kalecinin kafasına nişanladığı top, diğeri de kafasını kaldırıp yaptığı asistle maçı bitirdiği top! 2.Si bizim beklediğimiz, istediğimiz Mihaylak! Demek ki isteyince oluyormuş. Kulübe biraz zenginleyince maçın seyri de değişti. Haliyle, golle birlikte oyunun tek hakimi Konyaspor’du. Yeni transferimiz Nzonzi ise kapasitesinin %50’sini oynasa büyük katkı sağlayacaktır. Ama onunda alışma, uyum ve fizik açısından zamana ihtiyacı var. Hafta arasında kaliteli bir forvet alarak yaz transfer dönemini kapatmak gerekiyor. Ama alınan duyumlar hala 6 numara transferi arayışında olduğumuz yönünde, umarım gerçek değildir. Bu arada Gaziantep maçı kesinlikle ölçü olmaz. Gerçek sınav haftaya oynanacak olan Başakşehir maçında verilecek. Takımın durumunu görme açısından tamda ölçü olacak maç, o maç. Tribünlere değinmek gerekirse sayı olarak azda olsa rakip takım oyuncularını tribüne davet etmek ve rakip taraftarları alkışlayarak uğurlamak görülmeye değerdi… Bana maçtan önce biri Mete Kalkavan’ın bu kadar kaliteli maç yöneteceğini söyleseler güler geçerdim. Hatasıza yakın maç yönetti tebrik ederim. Federasyon tarafından ‘’sıfır tolerans’’ başlığıyla, Kulübeden olası pozisyonlarda, ayakta olmak için, tek bir kişi için müsaade edildi! Oda teknik patron, diğer oyuncular ve görevliler sağduyulu olmalı, yoksa her hafta kulübeye kart gelmeye devam edecek! Tüm kulübenin ayağa kalkması kartı kaçınılmaz yapıyor. Daha dikkatli olmalıyız. Yoksa bu şartlarda hocayı çokça tribünde görürüz. Biraz sabır, yolumuz uzun, hayallerimiz ve hedeflerimiz güzel… Maçın sözü: Tırmanmayı göze alan zirvenin hazzını yaşar.
Ekleme Tarihi: 28 Ağustos 2023 - Pazartesi

BU DURUM JUANMA LİLLO’NUN ESERİ!

Birçoğumuz, Juanma Lillo ismini Guardiola ile duymuştur. Futbolu dahilik ile delilik arasında yaşayan Lillo, yeteneklerinin futbolcu olmaya yeterli olmadığını düşünerek, henüz 17 yaşında antrenör olmaya karar verdi. Ama onu diğerlerinden ayıran en büyük özellik, çalıştırdığı takımlar ve kaldırdığı kupalar değil,10 numaraların katili sistemin mucidi olmasıdır. Tabi ki 4-2-3-1 sisteminden bahsediyorum.

Hemen her ülkede, her ligde, karşımıza çıkan 4-2-3-1 sistemi modern futbolun ana diziliş planlarından biri haline geldi. Fikrin çıkış noktası fazladan 1 savunma oyuncusuydu. Fakat sistem o kadar gelişti ki, çift 6 ile oynayınca takım otobüsünü çekmekten farksız olurken, 6 ve 8 birlikte oynayınca daha efektif bir oyun ortaya çıktı. Öyle ki futbolun en kıymetli oyuncuları, bir zamanlar yüzüne bakılmayan, oyunun iki yönünü de oynayabilen 6’lar 8’ler oluvermişti. Direkt hücum bazlı oynayanlar çift 8 ile aynı dizilişi kullanırken, 10 numaralar yavaş yavaş tarihe karıştı. Artık ya oyunun iki yönünü de enfes oynayan bir on numara yâda başka dünyalara aitmişçesine yetenekli bir on numara değilseniz bu düzene ayak uydurmanız neredeyse imkânsız hale geliyordu. Artık kaliteli her takımda, kaliteli bir 10 numara olur sözü de 2000’lerin başlarında tarih sayfalarında kalmıştı…

Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de en çok tercih edilen sistemlerin başında 4-2-3-1 bulunuyor. Takımlar aynı diziliş benzer oyuncularla sahada olunca, ya Ekstra yetenekli oyunlar ve duran toplar devreye giriyor ya da bireysel hatalar. Konyaspor’un Gaziantep maçının ilk yarısında, her ne kadar mücadele üst düzey de olsa, birkaç pozisyon dışında keyifsiz bir maç daha izliyorduk. Ülkemizdeki futbol adamlarının temel mantalitesi içerde oynuyorsa, biraz daha fazla topa sahip olup, bir gol atıp geriye yaslanmak, rakip beraberlik için bastırdığında, 3.stoperi sokup kontraya çıkmakken, deplasmanda ise, orta alanda biraz ısırıp, topu rakibe verip kontraya çıkmak gol yersen doldur boşalt şeklinde geçiyor.

Oyuncu yapıları benzer, sistemler aynı olunca hemen hemen bütün maçlarda seyir zevki unutulmuş, skor odaklı bir anlayış hâkim olmuş durumda bulunuyor. Haliyle ekonomik durumlar ve zaten yüksek olan bilet fiyatları stadyumların boş kalmasını sağlıyor.  O yüzden biraz farklı düşünen, değişik varyasyonlar deneyen takımlar ve hocalar hemen diğerlerinden sıyırılıyor. Onlara diyoruz ki ne kadar güzel, göze hoş gelen futbol oynattırıyor.  

Bernardoni’nin yan topları gerçekten skandal! Bu konuda ciddi çalışma yapması gerekiyor. Bu hafta şans bizden yanaydı ki bir patlarsa büyük patlar! İtanje’den beri yan toplarımız hiç bu kadar skandal olmamıştı. Yan toplar, yaş kaç olursa olsun geliştirilebilir.  Bu konuda, saçma sapan bir gol yemeden önlem alınmalı!

Cikaleshi gerçekten takıma varını yoğunu veriyor. Fakat acil olarak forvet ihtiyacımız var. Tek başına olacak iş değil, bu tempoya hem yaşı hem fiziği uygun değil sakatlık kapıda! Öte yandan Sokol’un birinci golde ki asisti şöyle dursun, topu salması büyük işti. Mihaylak’ın derslik niteliğinde 2 pozisyonu var 7 metre kalede abanarak kalecinin kafasına nişanladığı top, diğeri de kafasını kaldırıp yaptığı asistle maçı bitirdiği top! 2.Si bizim beklediğimiz, istediğimiz Mihaylak! Demek ki isteyince oluyormuş.

Kulübe biraz zenginleyince maçın seyri de değişti. Haliyle, golle birlikte oyunun tek hakimi Konyaspor’du. Yeni transferimiz Nzonzi ise kapasitesinin %50’sini oynasa büyük katkı sağlayacaktır. Ama onunda alışma, uyum ve fizik açısından zamana ihtiyacı var. Hafta arasında kaliteli bir forvet alarak yaz transfer dönemini kapatmak gerekiyor. Ama alınan duyumlar hala 6 numara transferi arayışında olduğumuz yönünde, umarım gerçek değildir. Bu arada Gaziantep maçı kesinlikle ölçü olmaz. Gerçek sınav haftaya oynanacak olan Başakşehir maçında verilecek. Takımın durumunu görme açısından tamda ölçü olacak maç, o maç. Tribünlere değinmek gerekirse sayı olarak azda olsa rakip takım oyuncularını tribüne davet etmek ve rakip taraftarları alkışlayarak uğurlamak görülmeye değerdi… Bana maçtan önce biri Mete Kalkavan’ın bu kadar kaliteli maç yöneteceğini söyleseler güler geçerdim. Hatasıza yakın maç yönetti tebrik ederim.

Federasyon tarafından ‘’sıfır tolerans’’ başlığıyla, Kulübeden olası pozisyonlarda, ayakta olmak için, tek bir kişi için müsaade edildi! Oda teknik patron, diğer oyuncular ve görevliler sağduyulu olmalı, yoksa her hafta kulübeye kart gelmeye devam edecek! Tüm kulübenin ayağa kalkması kartı kaçınılmaz yapıyor. Daha dikkatli olmalıyız. Yoksa bu şartlarda hocayı çokça tribünde görürüz. Biraz sabır, yolumuz uzun, hayallerimiz ve hedeflerimiz güzel…

Maçın sözü: Tırmanmayı göze alan zirvenin hazzını yaşar.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve toroslargazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.