Nilüfer ÖZPOLAT
Köşe Yazarı
Nilüfer ÖZPOLAT
 

Çocuk ve aile

Merhaba değerli anneler ve babalar ; “ Çocuk kelimesi size ne çağrıştırıyor diye sorsam?” neler neler söylerdiniz. Emanet, cennet meyvesi, gözümün nuru, ciğer parem, umutlarım, gelecek vs. Sayfalarca yazsak bitiremeyiz. O kadar değerlidir ki evlad saçının teline zarar gelsin istemeyiz. Çocuk sahibi olabilmek için yıllarını sağlığını maddi manevi kaynaklarını harcamış kişileri görünce de Rabbimize defalarca şükrederiz . Peki ya iş çocuk sahibi olmakla bitiyor mu? Elbette hayır, asıl büyük görev onun yetiştirilmesi, eğitilmesi bölümünde başlıyor. Çocuk eğitiminde ki bir kaç temel esastan bahsetmek istiyorum bu yazımda ... Her çocuk özeldir. Boyu, kilosu, göz rengi, huyu ve alışkanlıkları ne olursa olsun her çocuk farklıdır. Hepsinde ne mucizeler , yetenekler beceriler saklıdır . Bize düşense çocuğumuzun bunu meydana çıkarabilmesi için ona fırsat vermek, olanaklar sağlamaktır. Bunu yaparken bir sanatçının eserine karşı olan sabrı kadar sabırlı olmalıyız. Kıyastan, yarıştan, aşağılamadan uzak kalıp yavrularımızı desteklemek zorundayız. Çocuklarımız bize emanet olarak verilmiştir. Henüz anne karnındayken istenen bir bebek mi yoksa değil mi bunu hissedebilir. Annenin ruhsal durumu onu etkiler. Doğumuyla birlikte çevresini anlama algılama ve anlamlandırma süreci hızla devam eder. Bir bireydir o, acı çeken, acıkan, ürken, sevinen rahatsız olan bir birey. Tercihleri vardır. Ve bu isteklerine tercihlerine saygı duyacak bir çevreye ihtiyaç duyar ki gelişimi sağlıklı olsun. Çok sık karşılaştığımız bir sorunu örnek vermek istiyorum. Çocuk doyduğu zaman tavırlarıyla bunu belli eder. Fakat annenin belirlediği miktar tamamlanmamışsa itiraz etme hakkı yoktur. Ağlasa da inlese de mamasını yiyeceğini bitirmek zorundadır. Ne kadar yiyeceğine midesi değil annesi karar verir. bu baskı sürecinde hem çocuk hem anne yıpranacaktır. Yemek saati her ikisi içinde işkenceye dönüşecektir. Yıpranmış sinirlerin tamiri oldukça zordur. Her çocuk özeldir. Genelde anneanneler babannelerde zaman zamanda anneler çocuklarının gelişimini bir başka yaşıtıyla kıyaslayarak yaparlar değil mi? Hastaneler, duraklar, parklar ve arkadaş toplantılarında buna sık sık rastlarız. Çocuğun adından önce kaç aylık olduğu sorulur. “Aaa bizim Ahmet’le yaşıtlar. Maşallah kilosu çok güzel. Bizim ki zayıf yemek yemiyor. ” Kıyastan uzak duralım. Nasıl biz anne babalar hiçbir anne babaya benzemiyorsak çocuklarımızda kimseye benzemezler. Yeteneklerini , notlarını , huylarını vs kıyaslamak ilerletmez zarar verir. “ Maşallah Ahmet beyin oğlunun tüm notları 100, senin ne eksiğin var? Çalışsan olur. ” Niyet hiçte kötü değil ama ilerletmek yerine kişiyi, kin duymaya, özgüven kaybına, elindeki başarıları dahi kaybetmeye kadar götürebilir. Peki çocuğumuz bize dönüp , “ Ahmet bey 0 km arabaya biniyor , bizimki neden eski deyiverse ” ne hissederdik. Sonuçta biz kıyas yapıyorsak, bizide birileriyle kıyaslayanlar mutlaka olacaktır. DENGELİ EĞİTİM DENGELİ BİREY Şöyle evrene bakınca ne kadar muntazam bir düzen görüyoruz değil mi? İşte eğitim de bu kadar hassas bir konudur. Sevgi de, koruma da, beslenme ve ilgi de dengeyi koruduğumuz sürece çocuklarımız dengeli kişilikler geliştirebileceklerdir. Sevgisiz, ilgisiz büyüyor olmak ne kadar sakıncalıysa bardağı taşıran aşırı ılgi ve sevgide o kadar sakıncalıdır. TUTARLI OLALIM Kİ HEDEFE ULAŞMAK KOLAY OLSUN. Sözümüz ve davranışlarımız da tutarlı olmalıyız. Çocuklarımız bizim söylediklerimizden çok yaptıklarımızı örnek alırlar. “sigara sağlığa zararlıdır sakın içme yavrum” deyip balkona çıkıp sigara içen bir anne-babanın çocuğuna verdiği mesaj ne kadar çelişkilidir değil mi? Nasıl bir insan yetişitrmek istiyorsak öyle yaşamaya çalışmalıyız. Eşlerin de aldıkları kararlar da beraber hareket etmeleri tutarlı olmaları şarttır. Annenin onayladığına baba itiraz ediyor ya da tam tersi oluyorsa bu çocuk için anlaşılabilir bir durum değildir. Böyle bir durumda çocuk kendisi için iyi olanı değil işine geleni seçecektir. Babamız televizyon izleme konusunda sınırlı zamanı savunurken annemiz bu konuda sınır tanımıyorsa, elbette çocuk saatlerce tv önünde oturacaktır. Çocuk bu benim için zararlıdır, babam haklı diye bir yargıya varamaz. Yavrularımızı bir kuşa benzetirsek uçabilmek için iki kanada ihtiyaçları var. Biri anne diğeri baba olan iki kanat. Hiç bir kuş tek kanatla uçamaz. Birlikte dünyaya getirdiğimiz çocuklarımızı beraber büyütelim ve eğitelim . Güzel yarınlar siz değerli anne babaların eseri olacak
Ekleme Tarihi: 24 Haziran 2024 - Pazartesi

Çocuk ve aile

Merhaba değerli anneler ve babalar ; “ Çocuk kelimesi size ne çağrıştırıyor diye sorsam?” neler neler söylerdiniz. Emanet, cennet meyvesi, gözümün nuru, ciğer parem, umutlarım, gelecek vs. Sayfalarca yazsak bitiremeyiz. O kadar değerlidir ki evlad saçının teline zarar gelsin istemeyiz. Çocuk sahibi olabilmek için yıllarını sağlığını maddi manevi kaynaklarını harcamış kişileri görünce de Rabbimize defalarca şükrederiz . Peki ya iş çocuk sahibi olmakla bitiyor mu? Elbette hayır, asıl büyük görev onun yetiştirilmesi, eğitilmesi bölümünde başlıyor. Çocuk eğitiminde ki bir kaç temel esastan bahsetmek istiyorum bu yazımda ... Her çocuk özeldir. Boyu, kilosu, göz rengi, huyu ve alışkanlıkları ne olursa olsun her çocuk farklıdır. Hepsinde ne mucizeler , yetenekler beceriler saklıdır . Bize düşense çocuğumuzun bunu meydana çıkarabilmesi için ona fırsat vermek, olanaklar sağlamaktır. Bunu yaparken bir sanatçının eserine karşı olan sabrı kadar sabırlı olmalıyız. Kıyastan, yarıştan, aşağılamadan uzak kalıp yavrularımızı desteklemek zorundayız. Çocuklarımız bize emanet olarak verilmiştir. Henüz anne karnındayken istenen bir bebek mi yoksa değil mi bunu hissedebilir. Annenin ruhsal durumu onu etkiler. Doğumuyla birlikte çevresini anlama algılama ve anlamlandırma süreci hızla devam eder. Bir bireydir o, acı çeken, acıkan, ürken, sevinen rahatsız olan bir birey. Tercihleri vardır. Ve bu isteklerine tercihlerine saygı duyacak bir çevreye ihtiyaç duyar ki gelişimi sağlıklı olsun. Çok sık karşılaştığımız bir sorunu örnek vermek istiyorum. Çocuk doyduğu zaman tavırlarıyla bunu belli eder. Fakat annenin belirlediği miktar tamamlanmamışsa itiraz etme hakkı yoktur. Ağlasa da inlese de mamasını yiyeceğini bitirmek zorundadır. Ne kadar yiyeceğine midesi değil annesi karar verir. bu baskı sürecinde hem çocuk hem anne yıpranacaktır. Yemek saati her ikisi içinde işkenceye dönüşecektir. Yıpranmış sinirlerin tamiri oldukça zordur. Her çocuk özeldir. Genelde anneanneler babannelerde zaman zamanda anneler çocuklarının gelişimini bir başka yaşıtıyla kıyaslayarak yaparlar değil mi? Hastaneler, duraklar, parklar ve arkadaş toplantılarında buna sık sık rastlarız. Çocuğun adından önce kaç aylık olduğu sorulur. “Aaa bizim Ahmet’le yaşıtlar. Maşallah kilosu çok güzel. Bizim ki zayıf yemek yemiyor. ” Kıyastan uzak duralım. Nasıl biz anne babalar hiçbir anne babaya benzemiyorsak çocuklarımızda kimseye benzemezler. Yeteneklerini , notlarını , huylarını vs kıyaslamak ilerletmez zarar verir. “ Maşallah Ahmet beyin oğlunun tüm notları 100, senin ne eksiğin var? Çalışsan olur. ” Niyet hiçte kötü değil ama ilerletmek yerine kişiyi, kin duymaya, özgüven kaybına, elindeki başarıları dahi kaybetmeye kadar götürebilir. Peki çocuğumuz bize dönüp , “ Ahmet bey 0 km arabaya biniyor , bizimki neden eski deyiverse ” ne hissederdik. Sonuçta biz kıyas yapıyorsak, bizide birileriyle kıyaslayanlar mutlaka olacaktır. DENGELİ EĞİTİM DENGELİ BİREY Şöyle evrene bakınca ne kadar muntazam bir düzen görüyoruz değil mi? İşte eğitim de bu kadar hassas bir konudur. Sevgi de, koruma da, beslenme ve ilgi de dengeyi koruduğumuz sürece çocuklarımız dengeli kişilikler geliştirebileceklerdir. Sevgisiz, ilgisiz büyüyor olmak ne kadar sakıncalıysa bardağı taşıran aşırı ılgi ve sevgide o kadar sakıncalıdır. TUTARLI OLALIM Kİ HEDEFE ULAŞMAK KOLAY OLSUN. Sözümüz ve davranışlarımız da tutarlı olmalıyız. Çocuklarımız bizim söylediklerimizden çok yaptıklarımızı örnek alırlar. “sigara sağlığa zararlıdır sakın içme yavrum” deyip balkona çıkıp sigara içen bir anne-babanın çocuğuna verdiği mesaj ne kadar çelişkilidir değil mi? Nasıl bir insan yetişitrmek istiyorsak öyle yaşamaya çalışmalıyız. Eşlerin de aldıkları kararlar da beraber hareket etmeleri tutarlı olmaları şarttır. Annenin onayladığına baba itiraz ediyor ya da tam tersi oluyorsa bu çocuk için anlaşılabilir bir durum değildir. Böyle bir durumda çocuk kendisi için iyi olanı değil işine geleni seçecektir. Babamız televizyon izleme konusunda sınırlı zamanı savunurken annemiz bu konuda sınır tanımıyorsa, elbette çocuk saatlerce tv önünde oturacaktır. Çocuk bu benim için zararlıdır, babam haklı diye bir yargıya varamaz. Yavrularımızı bir kuşa benzetirsek uçabilmek için iki kanada ihtiyaçları var. Biri anne diğeri baba olan iki kanat. Hiç bir kuş tek kanatla uçamaz. Birlikte dünyaya getirdiğimiz çocuklarımızı beraber büyütelim ve eğitelim . Güzel yarınlar siz değerli anne babaların eseri olacak
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve toroslargazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.