Yüzde doksanı, doksan beşi müslüman dediğimiz bu ülkede Ramazan aylarında gıda fiyatları birden yükseltiyorsak,  Elektrikler kesilince bir liralık mum on liraya satıyorsak,  Döviz kurları ve hayat pahalılığı üzerinden yapılan spekülasyonları, çığırtkanlıkları bir bardak suda kopartılan fırtınayı bu ahvalde ki Müslümanlık kriterleri ile bertaraf etmeye çalışmamız beyhudedir. Öte yandan rövanşist duygularla iktidar olalımda nasıl olursa olsun mantıksızlığı, ilkesizliği muhalif yanımızın gafleti, delaleti…Popülist seçim vaatleri, ihanet çeteleri ile flörtler tehlikeli oyunlar bunlar...  Ayrıca ekonomik krize yangına körükle gider bir üslup tercih edilmesi fayda sağlar bir anlayış değildir… İnsan akıl sağlığını yitirse bile çaresini buluyor ancak Türkiye’de siyaset hastalığının maalesef tedavisi yok. Siyaset üstü bir meselemiz kalmamış sanki.  Her şeyimize mutlaka siyaseti bulaştırıyoruz. Ortak sızılarımız da buluşamıyoruz.  Muhatabımızı dinlemeden kafamızda ona neler söyleyeceğimizi tasarlıyoruz.  Kendi doğrularımız çarpışırken; gerçekler bütün çıplaklığıyla bizi gözlüyor.  Sorunlarımızı bir ucundan tutup birlikte çözmek yerine kendi ellerimizle sorunsallaştırıyoruz.  Konuşmuyor bağırıyoruz.  Dinlemiyor, kendi doğrumuzu dikte ettirmeye çalışıyoruz.  Ama her şeye rağmen ümitvarıım zira… İçinde bulunduğum Jenerasyon çeşit çeşit darbe ve ekonomik krizlere şahit oldu.  Ülkem maruz kaldığı bütün bu badireleri atlattığı dönemlerden bugün daha güçlü konumdadır. Dolayısı ile ümitvarız.  Bu millet bekamıza kilitlenmiş dahili ve harici gafillere, hainlere, terör örgütlerine onların silahsız çetelerine fetö kalkışmasında olduğu gibi silleyi indirecek bir millettir.  Hülasa; Parti içi demokrasinin olmadığı hiç bir parti ülkede demokrasiyi, adaleti tesis edemez.  Kim böyle diyorsa bu yalandır. İki yüzlülüktür. Bu hal içerisinde hepimiz ciddi bir özeleştiri yapmalı ve bunu eyleme dökmeliyiz… Kendimize gelmeliyiz…  Şahsen ben; hem kalbi penceremden bakarak hemde rasyonel değerlerden yola çıkarak ülkemizin bu cendereden sıyrılacağını  inanıyorum.  Bu millet O AN’ı bekler.   Geldiği an ‘O AN’ tarihin seyri değişir.