Lala Mustafa paşa, unvanından da anlaşılacağı üzere şehzade hocalığı da yapmış olan Osmanlı Yükselme dönemi devlet adamıdır. Köken olarak Boşnak olup Sokol köyündendir. Yani Sokollu Mehmet Paşa ile aynı köydendir. Lala unvanı Şehzade Selim’e hocalık yaptığı için verildi. Hayatının büyük bir bölümü İstanbul’dan uzakta idarecilik hizmetiyle geçti. Yaptığı eserleri ve icraatları yazımızın esas konusu teşkil etmektedir.
Bilinen ilk vazifesi Yemen’de ayaklanan Zeydi İmam Mutahhar isyanını bastırmak olmuştur. Adını asıl duyurduğu iş ise Kıbrıs’ın fethidir. 1570 yılında sefere çıkılmış bir yılsonunda Kıbrıs fethedilmiştir. Kıbrıs’a Karaman eyaletinden özellikle Beyşehir, Seydişehir ve Bozkır’dan iskân ( insan yerleştirmek) yapmıştır. Doğu Akdeniz’in bu kritik coğrafyasında Türk varlığı onunla başlamıştır. Bugün Kıbrıs Türklüğünden bahsediyorsak bunda en büyük pay sahibi Lala Mustafa Paşa’dır. Lefkoşa’da kendi ismini taşıyan bir cami yaptırmıştır. Osmanlı tarihindeki ikinci en büyük hizmetini Şark serdarlığı yani İran- Safevi- savaşlarındaki komutanlık vazifesi ile yapmıştır. İran’ın kuzeyi, Şirvan, Gürcistan gibi bölgelerde Safeviler ile savaşmıştır. Bu bölgelerde Osmanlı hâkimiyeti kurulmasını sağladı. Günümüzde de karışıklık içinde olan bu coğrafyada hâkimiyet kurmanın zor olduğu hepimizin malumudur. Günümüz tabiriyle özel yetkili komutan vazifesi görmüştür. Erzurum ve Kars şehirlerine iki tane cami yaptırmıştır. Erzurum ziyareti sırasında fakirin de gördüğü Lala Mustafa Paşa camii taşrada Selatin Camii ihtişamı ile durmaktadır. Osmanlı’nın Anadolu’ya eser yapmadığını düşünenlere bu eser cevap niteliğindedir. Bu kadar hizmetine rağmen kendisine veziriazamlık makamı verilmedi. Bunun sebebi o günün paşaları arasındaki iç çekişmelerdi.
Lala Mustafa Paşa, Kıbrıs seferi sonrasında iskân yaptığı Konya Ilgın’a bir de külliye yaptırmıştır. Eserin mimari, Mimar Sinan olup 1577 yılında hizmete başlamıştır. Mimar Sinan’ın Karapınar Selimiye Külliyesi ve Ereğli Rüstempaşa Kervansarayı ile beraber ilimizdeki üç eserinden biridir. Külliye han, arasta( çarşı) , cami, sıbyan mektebi, tabhane ve kütüphaneden oluşmaktadır. Eserler halen kullanılmaktadır.
Özetle , hangi konumda olursa olsun Osmanlı devlet adamları hizmet ettikleri yerlerde yaptıkları eserler ile anılmışlardır. Buradaki öncelik Allah rızası sonrası da insanlara hizmettir. Yedi düvelden yetmiş yedi topluluğu içinde barındıran Osmanlı, kurduğu sistem sayesinde insanlık için eserler bırakan fertler yetiştirmiştir. Kişiler olmasa da eserler bakidir. Allah onlardan razı olsun.
Selam ve dua ile
Mustafa AK
Seydişehir Anadolu İHL Tarih öğretmeni
mstfknyali@gmail.com