Farklı din, dil, ırk ve mezheplere mensup olanlar, karşılıklı olarak tekfirden, nefret söyleminden, düşmanlıktan vazgeçmeli, farklılıklarına saygı göstererek barış içinde yaşamalıdırlar…
Gel velakin
Kılıçdaroğlu; “Aleviyim”
Davutoğlu ; “Sünniyim” diyerek inanç ve mezhep tartışmalarının fitilini ateşleyiverdiler…
İmam osurursa cemaatin ne yapacağını hepiniz bilirsiniz?
Nitekim adamın biri Adıyaman Belediye Mezarlığı'nda Kılıçdaroğlu'na: "Bu Fatiha okumayı bilmiyor ki, sen buna neden Fatiha okutturuyorsun?" Tepkisini gösterdi…
Soru: Adamın gösterdiği tepki doğru mu?
Cevap: Yeri, zamanı üslubu açısından yanlış?
Cevap: adam depremzede acısı var takiyeye sabır gösteremedi…
Soru: Fatiha’yı bilme ihtimali var mı?
Cevap:Evet var?
Cevap: bilseydi okurdu…
Soru: Peki biliyorsa duayı yarıda bırakıp mezarı neden terketti?
Cevap; Olay büyümesini istemedi…
Cevap: korktu kaçtı…
Soru: Fatiha’yı sesli bir şekilde okuyup adamı madara edemez miydi?
Cevap: Etmedi çünkü polemik olsun istemedi
Cevap: ya kardeşim bilmiyor ki okusun…
Soru: peki Fatiha’yı bilmek zorunda mı?
Cevap: bilmek zorunda değil.
Cevap: O adam bildiği bir şey var ki böyle iddia da bulundu…
KK’nın yerinde olsam ve biliyorsam “verin şu mikrofonu bana” der ve Fatiha’yı sesli okurdum…
Bu çok zor bişey değil. Demekki bilmiyor…
Hülasa;
Hangi zaviyeden hangi meşrepten bakarsanız bakın yaşananların bir ahlak paradoksu olduğunu görürsünüz…
sorular çoğaltılabilir, cevaplarında da farklılık arz edebilir…
İnsan suçu önce kendisinde aramalı…
Durduk yere Mezhep siyasetinin fitilini ateşleyen Kılıçdaroğlu ve Davutoğludur…
Ve bu çok tehlikeli bir oyundur..
Kimse oruç tutmak, namaz kalmak, Fatiha’yı bilmek zorunda değil herkes inancına göre yaşar ama tutar gibi yapmak kılar gibi yapmak bilir gibi yapmak o adamın usül hatasından daha büyük bir vaziyettir… milleti salak yerine koymaktır…
paradokstur ama daha çok. Ahlaki bir sorundur…
Kılıçdaroğlu bence danışmanlarını gözden geçirip rol model olarak Tevfik Tatlı amcayı seçmeli…
Neden mi?
1987 yılıydı… Tevfik Tatlı amca DSP’den 3. Sıra milletvekili adayı…
Köyümde yani Taşağıl’da bulunduğum bir anda çıkageldi kahvehaneye…
Tevfik amca tam gaz propaganda yaptığı sırada ismi bende mahfuz bir köylüm onun solculuğundan dem vurarak dini içerikli bir soru sorarak onu zor durumda bırakacaktı ki…
Mestli ayağını masanın üzerine bir çırpıda çıkarıp birazda hiddetle “Sen beni dinle imtihana mı tabi tutuyorsun benim namaz borcum yok Rabbime” deyivermişti…
Rabbim sağlık sıhhat ve uzun ömürler versin Tevfik amcama…