Süleyman SAYAN
Köşe Yazarı
Süleyman SAYAN
 

KADRO MÜHENDİSLİĞİ!

Kadro planlaması yada mühendisliği, çok dikkatleri çekmese de, profesyonel bir takımın en önemli unsurlarındandır. Profesyonel takımların oyuncu kılavuzlarında, onun performans verileri, istatistikleri yani kısaca tüm dataları bulunur. Göreve gelen ekip, alacağı oyuncunun istatiki bilgilerine bakıp, uyumlu olduğu coğrafyaya kadar araştırma yapmak zorundadır. Sadece izleyerek oyuncu alma artık 90’larda kaldı. Ülkemizde bu yönüyle teknik direktörler iki sınıfa ayrılırlar. İlk sınıf; kendi planlaması ile yola çıkan ve çalıştıkları yönetimi yönlendiren teknik adamlarken, diğer sınıf; elindeki ile yetinip, bu konuda yönetimle ters düşmeyip, işine odaklanmaya çalışan hoca profilidir. Burada yönetimlerin, teknik patrona bakışı da son derece önemlidir. Örneğin; Konyaspor’da çalışan hocalardan, Aykut Kocaman, Sergen Yalçın ve İlhan Palut gibi isimler ilk kategoride bulunan hocalardan, bu yüzden bu teknik ekip tarzıyla, niyetleri ne kadar iyi olursa olsun, mevcut yönetimin anlaşması neredeyse imkânsızdır. Bilmiyorum fark ettiniz mi bugün Adanademirspor’un aldığı kaliteli ayakların sadece ayakları kaliteli değil, biribirini tamamlayan oyuncular ve orta alandan hücuma aynı dili yani Fransızca konuşması onlara çok büyük artı katan değerlerdendir. Aykut hocanın Konyaspor’u bunu Bosna ve İskandinav oyuncularla yapmıştı. Konyaspor mevcut teknik ekibi eline ne verirsen onunla bir şeyler yapmaya çalışıyor. Takımda kadro mühendisliği olmadığı aslına burada ortaya çıkıyor. Birkaç oyuncu ile bu değerlendirmeyi pekiştirelim. Sehic büyük takımların sahip olmak istediği, ayaklarına hakim, hücum katkısı olan bir kaleciydi. AbdülKerim, kaya gibi sert defans özelliğinin yanında, skor katkısı veren ofansif bir stoperdi. Skubic bir sağbekten çok daha fazlasıydı. Amir ülkemiz standartlarının çok üzerinde bir göbek oyuncusu idi. Hal böyle olunca topa sahip olan oyuna şekil veren, daha az gol yiyen ve en önemlisi ne yaptığını bilen bir takım vardı. Gidenler ve yerlerine alınanları kendiniz karşılaştırın takımın anlayışının baştan sona değiştiğini göreceksiniz… Gelelim bugünümüze, yazılarımı takip edenler fark etmiştir. Galip geldiğimiz maçlarda bile, alınan puanların, oynadığımız futboldan fazlası olduğunu, defalarca yazmıştım. Konyaspor kadrosu batan geminin malları anlayışıyla, bizim pek de alışık olmadığımız bir şekilde önüne gelen fırsatları, sonunu düşünmeden  transfer ederek bir planlama yapmaya çalıştı. Tek tek isim olarak kötü oyuncular olmasa da,  hiçbir bilimsel veri gözetmeksizin dizilerde ki polis sloganıyla, al bunu, al! al! mantığıyla takımın yaşını ve planını bozmayı başardılar. Ederini bulduğunda her oyuncuyu gönderip, yerine o istikrarı sağlayacak ve size gelir getirecek oyuncuların getirilmesi konusunu savunmuşumdur. Konyaspor’da şuanda bu şekilde satabilecek kaç tane oyuncu kaldı? Hatay’ın hocası Volkan Demirel ise maçtan sonra, kadrosunda bulunan tüm oyuncuları detaylı olarak inceleyip, tek tek tüm yapılanmayı yönetime sunduğunu ve kabul ettirdiğini belirtti. Oyunculara bakın, skor ne olursa olsun, oynadığı oyunu keyif alarak mı oynuyor, yoksa maç bitsin de gidelim havasındalar mı? Aslında Hatayspor maçıyla yeni bir çıkış yapmak için olabilecek en iyi kadro ile sahadaydık. İlk 15 dakika topa yüzde 88 gibi astronomik bir sahip olmayla geçirmiştik. Penaltı pozisyona kadar işler istediğimiz gibi gitse de, şuan itibariyle kırılgan bir takımız ve gardımız çabuk düşüyor. Maç bittiğinde ne olursa olsun kazanamıyoruz psikolojisi hakim oluyor. Taraftarı da küstürdüğünüzden dolayı tribünler bomboş kalmış durumda ve rakibe baskı sağlanamıyor. Anadolu’nun en zor deplasmanı iken, elini kolunu sallayarak herkesin puan aldığı bir şehir haline geldik. Evimizde sadece 1 galibiyet almamızda, bu durumun en büyük ispatı diyebilirim. Bernardoni’nin kanatları etkili kullanan takımlara karşı çaresiz kalabileceğini çıktığı ilk maçtan sonra yazmıştım. Hatayspor maçında öğünden bugüne kendisini hiç geliştiremediğini görmek üzücü oldu. Ahmet Oğuz bu kadar mücadele edip, sonuca olumsuz etki eden ikinci bir futbolcu görmedim. Bu kadar amatör penaltı yaptırılır mı? Kan değişimi elbette gerekiyor ama durum bugünden çok da farklı olmayacak önce anlayışın değişmesi gerekiyor. Devre arasına kadar toplayabildiğin kadar puan toplayıp, nokta transferler gerekiyor. Maçın sözü; Mağlubiyet, insana cesaretsizlik veren bir şey olacak yerde, insanı daha çok çalışmaya iten bir sebep olmalıdır.  
Ekleme Tarihi: 09 Ekim 2023 - Pazartesi

KADRO MÜHENDİSLİĞİ!

Kadro planlaması yada mühendisliği, çok dikkatleri çekmese de, profesyonel bir takımın en önemli unsurlarındandır. Profesyonel takımların oyuncu kılavuzlarında, onun performans verileri, istatistikleri yani kısaca tüm dataları bulunur. Göreve gelen ekip, alacağı oyuncunun istatiki bilgilerine bakıp, uyumlu olduğu coğrafyaya kadar araştırma yapmak zorundadır. Sadece izleyerek oyuncu alma artık 90’larda kaldı. Ülkemizde bu yönüyle teknik direktörler iki sınıfa ayrılırlar. İlk sınıf; kendi planlaması ile yola çıkan ve çalıştıkları yönetimi yönlendiren teknik adamlarken, diğer sınıf; elindeki ile yetinip, bu konuda yönetimle ters düşmeyip, işine odaklanmaya çalışan hoca profilidir. Burada yönetimlerin, teknik patrona bakışı da son derece önemlidir. Örneğin; Konyaspor’da çalışan hocalardan, Aykut Kocaman, Sergen Yalçın ve İlhan Palut gibi isimler ilk kategoride bulunan hocalardan, bu yüzden bu teknik ekip tarzıyla, niyetleri ne kadar iyi olursa olsun, mevcut yönetimin anlaşması neredeyse imkânsızdır. Bilmiyorum fark ettiniz mi bugün Adanademirspor’un aldığı kaliteli ayakların sadece ayakları kaliteli değil, biribirini tamamlayan oyuncular ve orta alandan hücuma aynı dili yani Fransızca konuşması onlara çok büyük artı katan değerlerdendir. Aykut hocanın Konyaspor’u bunu Bosna ve İskandinav oyuncularla yapmıştı.

Konyaspor mevcut teknik ekibi eline ne verirsen onunla bir şeyler yapmaya çalışıyor. Takımda kadro mühendisliği olmadığı aslına burada ortaya çıkıyor. Birkaç oyuncu ile bu değerlendirmeyi pekiştirelim. Sehic büyük takımların sahip olmak istediği, ayaklarına hakim, hücum katkısı olan bir kaleciydi. AbdülKerim, kaya gibi sert defans özelliğinin yanında, skor katkısı veren ofansif bir stoperdi. Skubic bir sağbekten çok daha fazlasıydı. Amir ülkemiz standartlarının çok üzerinde bir göbek oyuncusu idi. Hal böyle olunca topa sahip olan oyuna şekil veren, daha az gol yiyen ve en önemlisi ne yaptığını bilen bir takım vardı. Gidenler ve yerlerine alınanları kendiniz karşılaştırın takımın anlayışının baştan sona değiştiğini göreceksiniz…

Gelelim bugünümüze, yazılarımı takip edenler fark etmiştir. Galip geldiğimiz maçlarda bile, alınan puanların, oynadığımız futboldan fazlası olduğunu, defalarca yazmıştım. Konyaspor kadrosu batan geminin malları anlayışıyla, bizim pek de alışık olmadığımız bir şekilde önüne gelen fırsatları, sonunu düşünmeden  transfer ederek bir planlama yapmaya çalıştı. Tek tek isim olarak kötü oyuncular olmasa da,  hiçbir bilimsel veri gözetmeksizin dizilerde ki polis sloganıyla, al bunu, al! al! mantığıyla takımın yaşını ve planını bozmayı başardılar. Ederini bulduğunda her oyuncuyu gönderip, yerine o istikrarı sağlayacak ve size gelir getirecek oyuncuların getirilmesi konusunu savunmuşumdur. Konyaspor’da şuanda bu şekilde satabilecek kaç tane oyuncu kaldı? Hatay’ın hocası Volkan Demirel ise maçtan sonra, kadrosunda bulunan tüm oyuncuları detaylı olarak inceleyip, tek tek tüm yapılanmayı yönetime sunduğunu ve kabul ettirdiğini belirtti. Oyunculara bakın, skor ne olursa olsun, oynadığı oyunu keyif alarak mı oynuyor, yoksa maç bitsin de gidelim havasındalar mı?

Aslında Hatayspor maçıyla yeni bir çıkış yapmak için olabilecek en iyi kadro ile sahadaydık. İlk 15 dakika topa yüzde 88 gibi astronomik bir sahip olmayla geçirmiştik. Penaltı pozisyona kadar işler istediğimiz gibi gitse de, şuan itibariyle kırılgan bir takımız ve gardımız çabuk düşüyor. Maç bittiğinde ne olursa olsun kazanamıyoruz psikolojisi hakim oluyor.

Taraftarı da küstürdüğünüzden dolayı tribünler bomboş kalmış durumda ve rakibe baskı sağlanamıyor. Anadolu’nun en zor deplasmanı iken, elini kolunu sallayarak herkesin puan aldığı bir şehir haline geldik. Evimizde sadece 1 galibiyet almamızda, bu durumun en büyük ispatı diyebilirim.

Bernardoni’nin kanatları etkili kullanan takımlara karşı çaresiz kalabileceğini çıktığı ilk maçtan sonra yazmıştım. Hatayspor maçında öğünden bugüne kendisini hiç geliştiremediğini görmek üzücü oldu. Ahmet Oğuz bu kadar mücadele edip, sonuca olumsuz etki eden ikinci bir futbolcu görmedim. Bu kadar amatör penaltı yaptırılır mı?

Kan değişimi elbette gerekiyor ama durum bugünden çok da farklı olmayacak önce anlayışın değişmesi gerekiyor. Devre arasına kadar toplayabildiğin kadar puan toplayıp, nokta transferler gerekiyor.

Maçın sözü; Mağlubiyet, insana cesaretsizlik veren bir şey olacak yerde, insanı daha çok çalışmaya iten bir sebep olmalıdır.

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve toroslargazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.