Açık piyasalar, Esnaf ve Sanatkârı zor günlere götürüyor…

   Piyasalarda ki hayat pahalılığı ve her türlü üründe kontrolsüz artan fiyatlar,  esnaflarımızın geçimleri ile ilgili ciddi sorun oluşturmakta. Bu sorunu saklamaya çalışmak geçim sıkıntısını mazeretlere bağlamak doğru olmaz. Zira temel gıda maddesi birçok ürünü arazilerimiz olmasına rağmen, Tarımdaki üretimi artan maliyetlerden dolayı yapamıyoruz. Üretilen ürünün maliyeti de yüksek olunca, alım gücünün düşmesi başta esnaflarımız olmak üzere halkımızı bunaltmaktadır.        Esnaf ve sanatkârın alıp sattığı ürünler, imalat ve temindeki sürekli fiyat artışı, dışa bağımlılığı körüklemekte dövizin yükselmesi ile beraber alıp satılan mal fiyatlarında belirsizlik meydana gelmektedir. Dolayısıyla, esnafımız malını satsa bir türlü satmasa başka türlü bir durum meydana gelmektedir. Hizmet sektörlerimiz ise başta kira ücretini ve yanında çalıştırdığı personelinin maaşını karşılayamaz haldedir. Yani sermayelerde sanal büyüme meydana gelmekte karşılığında kazanç ve kar oranı günden güne düşmektedir.        Esnaf ve sanatkâr için diğer bir problem ise piyasada devam eden durgunlukla çekilen ve çekilmeye devam eden krediler. İşletmesini ayakta tutabilme gayretinde olan esnafımız borçlarını ödemek ve günlük yaşamını temin edebilmek için kredi kullanıyor. Ürkütücü hale gelen bu durum olan riski artırmaktadır. Yaz sezonunun gelmesi, yaklaşan kurban bayramı önü işlerin hala düşük ve piyasaların dalgalı seyir etmesi esnafımızı ümitsizliğe sevk etmektedir        Üzerinde çalışılan asgari ücretin yeniden düzenlenmesi piyasalar açısından bir nebze iyi olacaktır. Ancak asgari ücretin artması demek esnaf ve sanatkârımızın ödemekte olduğu BAĞKUR ve SSK primlerinin, bazı harç ve vergilerin yükselmesi anlamına geliyor. Şu an Yaklaşık 1700 TL olan primlerin 2000 TL nin üzerine çıkmasıyla yüzde altmış prim ödeyemeyen esnaf ordumuza yenileri eklenecektir.         Zor süreçte, devlet yetkililerimizden parasal destekten ziyade, piyasadaki dalgalanmanın ve fırsatçıların olağan üstü denetimlerle önüne geçilmesi, bu işin çözümünü kolaylaştıracağını düşünüyoruz. Ayrıca tarım ve imalatta girdilerin hafifletilmesi, katma değeri olamayan ölü yatırımlar yerine devletimizin gelirlerinin ve enerjisinin üretime yönlendirilmesi gerekir.          ‘’Üretimi, kalkınmada önceliği olarak görmeyen toplumların,  büyük sıkıntılar yaşayacağı gerçektir"