Galli teknik adam,UEFA pro lisansı 21 yaşında alarak, bu kadar genç yaşta bu lisansı almayı başarmıştı. Zirveye oynayan takımlarda olmasa da, çalıştırdığı hiçbir takımı küme düşürmemişti. Kendisi ile dokusunun uyuşacağı takımı, Bournemouth, Gillingham, Portsmouth denemelerinden sonra nihayet bulmuş ve o dönem yaklaşık 150 yıllık geçmişi olan Stoke City’nin kapısından içeri girmişti. Tony Pulis, sıradışı taktikler denemişti. Fakat onu futbol dünyasıyla ilgilenenler taç varyasyonlarından fazlasını hatırlamazlar. O sezon Avrupa ligine de katılan Stoke city taç atışlarından 10’dan fazla gol bulmuştu. Rory Delap merkez ortasaha oyuncusudur ama onu ne kadife gibi ayağı, ne frikikleri ne de golleri ön plana çıkmamıştır. Onu zirveye çıkaran ölümcül taç atışlarıdır. Öyle ki Delap'ın taç atışları, 30-40 metre uzaklığa ve saatte 60 km'ye kadar ulaşabiliyordu. Dönemin Arsenal teknik direktörü Arsene Wenger bundan nefret ediyordu. Hatta federasyondan uzun taç atışlarının yasaklanmasını bile istemişti…
İlhan Palut ise; Tony Pulis’in aksine onlarca varyasyon yanına taç atışlarını eklemeyi başarmıştı. Konyaspor’un bu sezon bir defa daha galibiyet golü, Konyaspor’un Rory Delap’ı Nejc Skubic’in yine kullandığı taç atışı sonrasında gelmişti. Muhteşem geri dönüş 3paunı getirmişti. Ahmed Hassan ve Mpoku’u dan yoksun Kayseri’ye gelmek kulübe anlamında zor bir karşılaşma olacağının sinyalini daha maç başlamadan vermişti. Konyaspor Kayserispor karşılaşmasına çok tutuk başladı. Bir başka değişle Kayseri takımı, geçtiğimiz hafta Galatasaray’a karşı yaptığımızı, adeta bize yapmış ve ilk yarının 15 dakikasında kendilerinin bile tahmin etmediği şekilde öne geçmişlerdi. İlk yarı Amir’in aldığı ve tartışmasız penaltı olan pozisyonda Guilherme çok net bir vuruşla devreye moralli girmemizi sağlıyordu. Kayserispor’un ise bu golün ardından ligde öne geçtiği maçlarda en çok puan kaybeden takım olmaları morallerini yerle bir etmişti. Bu şüphe ile soyunma odasının yolunu tutmuşlardı. İkinci yarının ilk düdüğünden itibaren sahanın tek hakimi Konyaspor’du. İkinci gol ise tek kelime ile muazzam bir goldü. Amir’in başlattığı atak, dokuz defa ayak değiştiriyor ve Cikalleshi’nin net vuruşu ile Ağlarla buluşuyordu. Avrupa’da bile özellikle ceza sahasında, bu kadar kötü bir ilk yarının ardından, bu kadar sakin kalabilmek muazzam işti. Beraberlikten sonra Konysapor’un iyi oyunun yanı sıra, Kayseri tribünlerinin aleyhte tezahüratı artık maçı tamamıyla Konyaspor’a çevirmişti. Konyaspor bazen böyle çok pas yaparak rakibini çaresiz bırakırken, bazen de son golde olduğu gibi taç atışına tek pasla golle buluşturabiliyordu. 3.golden sonra, Cikaleshi’nin hattrick yapmasına ve fişi çekmesine direk engel olmuştu. Maçın kalan bölümünde Konyaspor ilk yarıda yaptığı savunma hatalarını yapmadı ve bu kritik maçtan önemli bir galibiyet ile ayrıldı. Geri dönüş gerçekten muhreşem olmuştu. Geldiğinde, oynadığında yada oymadığında oldukça eleştirilen Cikalleshi’nin maçtan sonra verdiği Türkçe röportaj ile eleştirenlerin bile beğenisini kazanmaya yetmişti 9 Gol 2 asistlik performans ortaya koyan oyuncu haftanın on birine aday diyebiliriz.
Konyaspor’un bu haftaki rakibi ise Arap atı gibi sonradan açılan Fenerbahçe olacak. Zira rakip son 5 maçta 4 galibiyet 1 beraberlik alarak oldukça moralli bir şekilde bizi ağırlayacaklar. Aşı zorunluluğu ve hes kodu sorgulaması olmadığından tribünler muhtemelen dolacaktır.
Deplasmanda oynanacak Fenerbahçe maçı ; Kayseri maçının ilk yarısında yapılan defans hatalarını kaldırmayacağı bir doksan dakika olacaktır. Bu yüzden Konyaspor hem yerini sağlamlaştırma hem de koruma adına, bu maç hedef maçtır ve maçtan alacağı galibiyet çok çok önemlidir.
Maçın sözü; Kolay kazanılan zaferler ucuzdur. Kazanmaya değer olanlar ise zorlu bir karşılaşmanın sonunda gelir.