Süleyman SAYAN
Köşe Yazarı
Süleyman SAYAN
 

POSTMODERN KARA LEKE!

  Tarihler 25mart 2001’i gösteriyordu. O sezon Konyaspor son haftaya kadar zirve mücadelesi vermişti. Ülkemizin özellikle alt liglerinde bir çok fiyasko oluyordu.  TRT Diyarbakır’da oynanacak maçı canlı yayınlayacaktı. Ancak yayıncı kuruluş şehre sokulmamış maç yayını iptal edilmişti. Soyunma odalarına mazot dökülmüş, çeşitli provokasyon ve saldırılara maruz kalmışlardı. O gün Konyasporlu 4 oyuncu kırmızı kart ile atılırken, hakem Mutlu Çelik oyuncular her ne yaparlarsa yapsınlar,5.kırmızı kartı verememişti. O sene Altay’da Konyaspor’la aynı kaderi paylaşmıştı. Türk futbolunun kara lekesi olarak o gün kayıtlara çoktan geçmişti. Bu büyük bir skandal ve kocaman kara lekeydi…Günümüzde işler o kadar basit değil, göz göre göre yapılamıyor bazı şeyler, aslında yapılıyor da profesyoneller eyyamcılar bu işi ustalıkla suya sabuna dokunmadan yapıyor. Aradan 21 sene geçmesine rağmen eyyam, kıyım, doğrama aynen devam ediyorsa aslında çok konuşulacak bir şey kalmamıştır. Türk futbolunda dünde, bugünde hakemler konuşuldu. Yarında konuşulmaya devam edecektir. Ya tutarsız, ya kötü niyetli, ya eyyamcı, ya yeteneksiz veya şaibeli bir yığın bu mesleki icra edemeyen insan var, haliyle futbol severler onlara güvenmiyor. Bu defa gerçekten hata yapan hakemlerde karalanıyor. Sapla saman öyle bir karışmış ki nasıl ayrılacak bilmiyorum. Türk dil kurumuna göre skandal:  Toplumda büyük yankı uyandıran, toplumca hoş görülmeyen, toplumun duygularını inciten, küçük düşürücü, utanç verici olay ya da durum… Türk hakemliğinde skandal deyince özellikle son dönemde akla ilk gelen isimlerin başında Ali Şansalan  geliyor. Süper lig klasmanında maç yönetmeye başladıktan sonra, kıyafet balosunda hakem formasıyla nahoş hareketlerle ilk bilinen skandala imza atan Şansalan’ın lisansının yırtılmasını bırakın süper ligde maç yönetmeye devam etmesi bile bu güzide camianın içinde bulunduğu durumu özetlemeye yetiyordu. Bu ismin skandalda son kurbanı Konyaspor oldu. Şansalan ve yardımcılarının postmodern kara lekesi ise çoktan tarihin tozlu sayfalarına karıştı.  Rizespor ile Konyaspor arasında oynanan hayati bir maçtı. Bir tarafta şampiyonlar ligi hesapları yapan Konyaspor diğer tarafta canhıraş bir şekilde ligde kalma ümitlerini sürdüren Rizespor vardı. Böyle bir maça bu hakemin verilmesi ise tamamen talihsizlik olmuştu. Hafızamızı zorlarsak, Konyaspor’un attığı golde pozisyon öncesinde Amilton’un faul yaptığı varsayımı, sana göre bana şeklinde çıkabiliriz. Onun dışında 90 dakika boyunca verilen tüm kararlar resmen Konyaspor’u doğradı. Hakem arkadaş Guilherme yapılan, bariz sarı kartlık faulde, daha birinci faulü diye çoktan insan aklıyla alay eden bir yönetime imza atmıştı. Rize’nin attığı golde ofsaytın A babası varken nasıl gol kararı çıktı? O sırada televizyon başındaki hakemler başka yayın mı izliyordu? Hadi yardımcı kaçırdı. Hadi hakem göremedi. Hadi 4.hakem o ara Konyaspor’a ne yapsak diye düşündü, varsayımını çıkaralım. Teknolojinin en üst seviyesinde VAR bu pozisyonu nasıl göremez ? Amilton’un ilk sarısı şaka gibi, ikinci sarısında faul bile yok! Aslında hiçbirimizin tasvip etmediği, Amar’ın yediği kırmızı kart bu maçtaki yönetimin öfke kusmasıdır. Bu kadar hata aynı maçta olmaz, olamaz. Bir hakem bu kadar hatalı karar veremez! Rizesporlu oyuncunun hem Amar’ı hem takım arkadaşını düşürdüğü pozisyonda akla gelecek son senaryoda bile Rize lehine faul verilmez! Bu maç, hani yerlerde sürünen marka değerimiz var ya, onun bataklığa düşmüş ve son çırpınışlarını sürdürdüğü bir maç olarak kalacaktır. Türk futbolunun değeri her geçen gün daha da aşağılara iniyor. Maalesef hakemlerimiz bu durumdan başrol olarak görevlerini ifa ediyorlar. Ülkenin en karakterli maç yöneten adamına düdük astırılırken, elimiz bu arkadaşların vicdanına mahkum olmuş durumda. Bugün Konyaspor sadece 3 puan kaybetmedi! Bugün ülke futbolu kaybetti.  Bugün Türk futbolu yeni bir tiyatro ile tanıştı . Bu tiyatronun adını siz koyun! Öyle bir tiyatro ki;  Rizespor’un mücadelesine, Konyaspor’un emeklerine vurulan bir zincir gibiydi. Skorun artık ne önemi vardı. Bugün Türk futbolu post modern bir kara lekeye merhaba dedi. Maçın sözü;  Durumun nereye gittiğini bilmiyorsan, hangi yoldan gittiğinin hiçbir önemi yoktur.
Ekleme Tarihi: 10 Nisan 2022 - Pazar

POSTMODERN KARA LEKE!

 

Tarihler 25mart 2001’i gösteriyordu. O sezon Konyaspor son haftaya kadar zirve mücadelesi vermişti. Ülkemizin özellikle alt liglerinde bir çok fiyasko oluyordu.  TRT Diyarbakır’da oynanacak maçı canlı yayınlayacaktı. Ancak yayıncı kuruluş şehre sokulmamış maç yayını iptal edilmişti. Soyunma odalarına mazot dökülmüş, çeşitli provokasyon ve saldırılara maruz kalmışlardı. O gün Konyasporlu 4 oyuncu kırmızı kart ile atılırken, hakem Mutlu Çelik oyuncular her ne yaparlarsa yapsınlar,5.kırmızı kartı verememişti. O sene Altay’da Konyaspor’la aynı kaderi paylaşmıştı. Türk futbolunun kara lekesi olarak o gün kayıtlara çoktan geçmişti. Bu büyük bir skandal ve kocaman kara lekeydi…Günümüzde işler o kadar basit değil, göz göre göre yapılamıyor bazı şeyler, aslında yapılıyor da profesyoneller eyyamcılar bu işi ustalıkla suya sabuna dokunmadan yapıyor. Aradan 21 sene geçmesine rağmen eyyam, kıyım, doğrama aynen devam ediyorsa aslında çok konuşulacak bir şey kalmamıştır. Türk futbolunda dünde, bugünde hakemler konuşuldu. Yarında konuşulmaya devam edecektir. Ya tutarsız, ya kötü niyetli, ya eyyamcı, ya yeteneksiz veya şaibeli bir yığın bu mesleki icra edemeyen insan var, haliyle futbol severler onlara güvenmiyor. Bu defa gerçekten hata yapan hakemlerde karalanıyor. Sapla saman öyle bir karışmış ki nasıl ayrılacak bilmiyorum.

Türk dil kurumuna göre skandal:  Toplumda büyük yankı uyandıran, toplumca hoş görülmeyen, toplumun duygularını inciten, küçük düşürücü, utanç verici olay ya da durum…

Türk hakemliğinde skandal deyince özellikle son dönemde akla ilk gelen isimlerin başında Ali Şansalan  geliyor. Süper lig klasmanında maç yönetmeye başladıktan sonra, kıyafet balosunda hakem formasıyla nahoş hareketlerle ilk bilinen skandala imza atan Şansalan’ın lisansının yırtılmasını bırakın süper ligde maç yönetmeye devam etmesi bile bu güzide camianın içinde bulunduğu durumu özetlemeye yetiyordu. Bu ismin skandalda son kurbanı Konyaspor oldu. Şansalan ve yardımcılarının postmodern kara lekesi ise çoktan tarihin tozlu sayfalarına karıştı.

 Rizespor ile Konyaspor arasında oynanan hayati bir maçtı. Bir tarafta şampiyonlar ligi hesapları yapan Konyaspor diğer tarafta canhıraş bir şekilde ligde kalma ümitlerini sürdüren Rizespor vardı. Böyle bir maça bu hakemin verilmesi ise tamamen talihsizlik olmuştu.

Hafızamızı zorlarsak, Konyaspor’un attığı golde pozisyon öncesinde Amilton’un faul yaptığı varsayımı, sana göre bana şeklinde çıkabiliriz. Onun dışında 90 dakika boyunca verilen tüm kararlar resmen Konyaspor’u doğradı. Hakem arkadaş Guilherme yapılan, bariz sarı kartlık faulde, daha birinci faulü diye çoktan insan aklıyla alay eden bir yönetime imza atmıştı. Rize’nin attığı golde ofsaytın A babası varken nasıl gol kararı çıktı? O sırada televizyon başındaki hakemler başka yayın mı izliyordu? Hadi yardımcı kaçırdı. Hadi hakem göremedi. Hadi 4.hakem o ara Konyaspor’a ne yapsak diye düşündü, varsayımını çıkaralım. Teknolojinin en üst seviyesinde VAR bu pozisyonu nasıl göremez ? Amilton’un ilk sarısı şaka gibi, ikinci sarısında faul bile yok! Aslında hiçbirimizin tasvip etmediği, Amar’ın yediği kırmızı kart bu maçtaki yönetimin öfke kusmasıdır. Bu kadar hata aynı maçta olmaz, olamaz. Bir hakem bu kadar hatalı karar veremez! Rizesporlu oyuncunun hem Amar’ı hem takım arkadaşını düşürdüğü pozisyonda akla gelecek son senaryoda bile Rize lehine faul verilmez! Bu maç, hani yerlerde sürünen marka değerimiz var ya, onun bataklığa düşmüş ve son çırpınışlarını sürdürdüğü bir maç olarak kalacaktır.

Türk futbolunun değeri her geçen gün daha da aşağılara iniyor. Maalesef hakemlerimiz bu durumdan başrol olarak görevlerini ifa ediyorlar. Ülkenin en karakterli maç yöneten adamına düdük astırılırken, elimiz bu arkadaşların vicdanına mahkum olmuş durumda.

Bugün Konyaspor sadece 3 puan kaybetmedi! Bugün ülke futbolu kaybetti.  Bugün Türk futbolu yeni bir tiyatro ile tanıştı . Bu tiyatronun adını siz koyun! Öyle bir tiyatro ki;  Rizespor’un mücadelesine, Konyaspor’un emeklerine vurulan bir zincir gibiydi. Skorun artık ne önemi vardı. Bugün Türk futbolu post modern bir kara lekeye merhaba dedi.

Maçın sözü;  Durumun nereye gittiğini bilmiyorsan, hangi yoldan gittiğinin hiçbir önemi yoktur.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve toroslargazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.