Başta fındık ağaçları olmak üzere elma, armut, vişne gibi meyve ağaçları ile bezeli küpenin eteğinde ki bağarasına Akçay deresi hayat verirdi. Benim de hayatımda önemli bir yeri olan yüzmeyi öğrendiğim bağarasına büyük bağlama, küçük bağlamasıyla doğal ve vahşi sulamanın yapılmasının sağlayan Akçay son yıllarda kanalizasyonun da karışmasıyla ve suların da azalmasıyla can çekişir hale gelmişti. Diğer yandan Seydişehir’in meramı olan bağ arasında ki çarpık yapılanma her geçen gün güzelliğini kaybetmesine neden oluyordu. Eski güzelim bağarası ve onu süsleyen Akçay deresi düne kadar kurtarılmayı bekliyordu. Akçay ve bağarasının bu haykırışına ve direnişine neyse ki ses verildi. Seydişehir belediyesi çarpık yapılanmayı önlemek için kat düşürme ve imar değişikliği yaptı. Islah çalışmaları başlayan Akçay deresi ise bitmek üzere. Akçay’ı besleyen Taraşçı ve Gökçehüyük’e yapılan üç barajdan biri ise Akçay deresine hayat veriyor. İnşaatı süren atık su arıtma tesisleri bitince de çevresini sımsıkı saran Akçay’ımıza kanalizasyon karışmayacak ve bu duruma bizim sevindiğimiz kadar içinde yaşayan balık gibi canlılar ve etrafında ki kuşlar da sevinecek. Eskişehir’in ortasından geçen Porsuk çayı, Amasya’yı ikiye bölen Yeşilırmak gibi Akçay’ında Seydişehir’in ortasında ilçemize güzellik katması için tek bir eksiği kaldı. Geçtiğimiz günlerde sohbet ettiğim belediye başkanımız Mehmet Tutal ise konu Akçay’dan açılınca bu eksiğe temas ederek, derenin kenarlarından bulunan yollarda düzenleme yaparak bu yolların gezi, yürüyüş ve bisiklet yolu olarak hazırlanması için peyzaj çalışmalarının başlatılacağı müjdesini verdi. Artık Akçay ve bağ arası dört bir koldan gelen hizmetlerle can çekişmekten kurtuluyor. Güzel olduğu kadar sevapta olan bu anlamlı hizmette emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.