BİZE BİRŞEY OLMAZ DEMEYİN..!

Her ne kadar Seydişehir 4. deprem bölgesinde de olsa, tarihte can kaybı olan deprem yaşamasak ta en büyük deprem riski Konya’nın, fayın içerisinden geçtiği 21 il içerisinde olması, ilçeler içerisinde ise; Ilgın, Doğanhisar, Akşehir ve Altınekin’in bulunması ilçemiz için bir risk görünüyor. Yine de bize bir şey olmaz demeyelim. Seydişehir’in içerisinde ise Yenicami mahallesinin zemininin biraz gevşek olduğu ve yeraltı suyunun zengin olması, bu tür zeminlerde inşaat yapılırken mühendislik hesabı iyi yapılarak uygulamada taviz verilmemelidir. Bu asrın depremi iyice kulağımıza küpe olmalı. Bina alırken boyasına cilasına bakıp ev sahibi olunmamalı..! Özellikle statik ve yer zemini konusunda binanın ne kadar sağlam olduğunun hesabı öncelikli olmalı. Deprem sonrası enkazın toparlanma ve yaraların sarınma sürecinde geç kalınmadan ilçemizdeki çürük binaların yıkılması, güçlendirilmesi gereken binaların da biran evvel güçlendirilmesi gerekiyor. Çünkü çürük olan Ziraat Bankası binası yıkılıp yeniden yapılırken, eski Devlet Hastanesi ve şuandaki mevcut hastanenin ilk binasının çürük olduğunu biliyoruz. Hatta bazı okullarında çürük olduğu kulağımıza gelen bilgiler arasında. Ülkemizde yaşanan bunca deprem felaketine rağmen, yapı denetim gibi çıkarılan yasalara rağmen görüldü ki asrın depreminde de görülüyor ki eski binaların yanındaki yeni binaların yıkıldığı görülüyor. Bu da demek oluyor ki müteahhitler malzemeden çalmış veya mühendisler ve denetimciler işini iyi yapmamış. Bence bu olumsuz durumun önüne geçilmek için halkımızın duyarlılığı çok önemli. Bunun yanı sırada inşaatların yapımındaki suiistimalin önüne geçmek için Orman Kanunu uygulanmalı. Bir de 26. çıkarılan imar affına TBMM’den çıkacak bir kanunla son verilmeli.