Yerel Seçimlerden sonra İstanbul hariç ülkemizde ve ilçemizde artık yeni bir dönem başladı. Bu yeni dönemin ilk göstergelerinden biri de tüm Belediyelere yayınlanan tamimle bir dizi tasarruf tedbirleri uygulanmasına geçildi. Belediye tarafından açıklanan tasarruf tedbirleri konusunda; “Son zamanlarda yaşanan dünya üzerinde ki ekonomik kriz ve ülkemizde ki yansımaları nedeniyle Belediye olarak çeşitli tasarruf tedbirleri almamız da zorunlu hale gelmiştir.    Kamu malının doğru ve verimli şekilde kullanılması gerekmektedir.” denilerek Ramazan ayında gerçekleştirilen etkinlikler, iftar programlarının iptal edildiği, her yıl düzenlenen kalkınma şöleninin, spor turnuvaları, Çanakkale ziyaretleri, piknik ve eğlence gibi diğer gezilerin bu yıla mahsus yapılmayacağı ve çalışan personele ödenen sosyal denge tazminatı ile fazla çalışma ücretlerinin kaldırıldığı belirtilmişti.   Türkiye’de ki bütün Belediyeleri ilgilendiren bu yaptırım aslında daha önceden alınmalıydı. Çünkü bu yapılan kültürel ve sosyal faaliyetlerde kantarın topuzu kaçırılmıştı. Kaldı ki son yıllarda görülen ekonomik krizin yanında, hükümetin yaptığı harcamalarda ki israf ve gösterişe yönelik harcamalar artık iyice sırıtır hale gelmişti.   Sık yapılan ülkemizde ki seçimlerde vatandaş bu duruma karşı; “yukarıdakilerin derdi seçim, bizim derdimiz geçim” diye yönetenlere mesaj veriyordu.   Geçtiğimiz günlerde Belediye Başkanımızda bu tedbirlerle kaba bir hesap yapıldığında sadece Seydişehir Belediyesi’nde aylık 150 bin liralık bir tasarruf sağlanacağını söylediğinde bu durumu Türkiye genelinde düşündüğümüzde çıkacak tasarrufu varın siz düşünün.   Yeni dönemde belediyelerde böyle bir gelişme yaşanırken aslında bu anlamda kamuda yaşananlar biraz gözden kaçıyor.   Başta hastane olmak üzere birçok kamu hizmeti veren kurumlara da bir çeki düzen verilmesi gerekmekte diye düşünüyorum. Personellerin verimli çalışması en başta dikkat çeken hususlardan birisi…   Örneğin Beyşehir hastanesinde Ramazan dolayısı ile diş poliklinikleri iftardan sonra çalışmaya başlamış. Mantıklısı da bu…   Diğer yandan başta da söylemiştim bizim hastanemizin Başhekimi çok iyi bir insan olabilir ama bildiğiniz gibi Konya’dan buraya atandı ve evi hala orada. Tabii mesaisi dışında sık sık gidip geliyordur.   Açıkçası hastane biraz Başhekim yönünden kendi halinde gibi… Çünkü hastaneye yolumuz düştüğünde bunu hissediyoruz.   Söylemek istediğim şu ki; artık bu yeni dönemde kamunun da Belediyede ki tedbirler gibi hem verimlilik açısından hem de verilen vergilerin kul hakkı taşımasından kamuda ki çok yönlü keşmekeşliğe bir dur denilmesi gerekiyor.   Tabii ki bu konularda her zaman söylediğim gibi biz Ankara’ya fazla etkili olamayız ama kapımızın önünü temizlemek açısından başta bizim basının büyük sorumlulukları var. Benimde gayem, amacım budur.   Dost acı söyler, başta Kemalettin Atalay Bey olmak üzere milletvekili ve siyasi yetkililere duyurulur.