Kendim iyi bir alüminacıyım.
Kolay değil 23 senemi verdim.
Kırka Boraks Tesislerinde de 10 yıl çalıştığım için alüminyumun ve boraksın ne kadar kıymetli olduğunu bilenlerdenim.
Bu iki değerli metalle öngörülerim bir bir gerçekleşiyor.
2000 li yıllardan bu yana her vesileyle alüminyumun kıymetinin git gide artacağını, altından daha değerli olacağını söylüyorum.
Bir şey daha söylüyorum.
Seydişehir’in gelişmesi alüminyumla olacak..!
Dünyanın %1 boksit rezervinin ve Türkiye’nin tek birincil alüminyum üretici fabrikasının ilçemizde bulunması nedeniyle ülkemizin alüminyum üstü Seydişehir’dir.
2020-2022 yıllarında alüminyum ihracatı 2,19 milyar dolarken şuanda bu rakamın 5,1 milyar dolara yükselmesinden de anlaşılıyor ki alüminyumun ülkemize de büyük bir katma değer sağlıyor.
Alüminyum sanayinin her alanında kullanımı hızla artan, hafifliği, dayanıklılığı ve çevre özelliğiyle her zamankinden daha fazla tercih edilmeye başlandı.
En çok otomobil, savunma sanayi, inşaat, ambalaj, elektrik, mobilya, ilaç ve beyaz eşya gibi sektörlerde kullanılan alüminyumun maliyette enerji faktörü de çok önemlidir.
Benimde uzun yıllar çalıştığım alüminyum tesislerinde ise %50 den fazla enerji gideri olması ve yaptıkları enerji yatırımlarıyla bu gideri minimuma indirmeleri dünya ile rekabette geri kalmak şöyle dursun öne geçmiş durumda.
Yan sanayilerde ise özellikle iki firmamız (Al Metal ve SSG Alüminyum) Türkiye çapında bir firmaya dönüşerek ilçemize önemli katma değer sağlamakta.
Bütün bu alüminyum ile ilgili olumlu gelişmelerin yanı sıra Seydişehir’in alüminyumla kalkınmasındaki çalışmalar yeterli mi? derseniz bence yeterli değil.
İlki, Seydişehir’e gelen misafirlerimizin dediği gibi bir alüminyum müzesi ve şehir meydanında temsili alüminyum fabrikası silueti yer almalı…
İkincisi de yazımızın içeriğinde de belirttiğimiz gibi iğneden ipliğe her alanda kullanılabilen alüminyum ile ilgili imalathanelerin ve yan sanayi ile ilgili iş adamlarımız ve dışarıdaki yatırımcıların dikkati çekilerek pazar sorunu bulunmayan alüminyum ile iştigalleri sağlanmalı.
Eti A.Ş. nin de köşe yazılarımda belirttiğim gibi alüminanın ilk ürünü olan hidrat ve türevlerinden ihracata yönelik pazarlama ağırlığının uç ürünlere de yönlendirilmesi, Ar-Ge çalışmaları ve ürün çeşitlemeleri ile yeni iş sahalarının kazandırılmasında ve kapalı durumdaki hattanenin açılması ilçemize yapılacak olan en iyi hayır olacaktır.
Sözün kısası alüminyum denince akla ilk gelen yer Seydişehir…
Ve Seydişehir’in markası da ALÜMİNYUM ’dur.
Bu konuda gelişmeler güzel ama bana sorarsanız daha yapacak çok iş var…